Analiz

Gürcistan’ın Batı ve Rusya Arasında Denge Kurma Çabası

Gürcistan’ın Rusya’yla ilişkilerindeki gelişmeler, onun Avro-Atlantik çizgisinden yakın vadede tamamen uzaklaşacağı anlamına gelmeyebilir.
Gürcistan bölgesel işbirliğinin arttırılmasına odaklanırsa, kendi çıkarları doğrultusunda hedeflerine ulaşmak için daha fazla fayda sağlayabilir.
Avrupa’ya entegrasyon yolunda yeni ve önemli aşamaya girmiş bulunan Gürcistan’ın elde ettiği fırsatları kaybetmemesi önem arz etmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Sovyetler Birliği yıkılmak üzereyken Gürcistan, Baltık ülkelerinden sonra imparatorluktan kopmak için en çok çaba sarf eden “müttefik” cumhuriyetlerden biriydi. Bu da Tiflis’in Kremlin’den ağır darbeler almasına yol açmıştı. Bu bakımdan Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından Rusya-Gürcistan ilişkileri her zaman inişli çıkışlı ve istikrarsız bir seyir izlemiştir.

Hem Zviad Gamsahurdia hem de Eduard Şevardnadze’nin bağımsız Gürcistan’ı yönettiği yıllarda Tiflis ile Moskova arasında zaman zaman sorunlar yaşanmıştır. Mihail Saakaşvili’nin döneminde ise ilişkiler tamamen çıkmaza girmiş ve iki ülke arasındaki gerginlik doruğa ulaşmıştır. Böylece, Saakaşvili’nin tam bağımsız veya Batı yanlısı siyaseti Abhaziya ve Güney Osetya’nın Rusya tarafından işgaliyle sonuçlanmıştı.

2012 yılında Bidzina İvanişvili’nin kurduğu Gürcü Rüyası Partisi’nin iktidara gelmesiyle birlikte Rusya-Gürcistan ilişkileri yumuşamakta ve yapıcı bir seyir izlenmektedir. Özellikle ekonomik işbirliği alanında ciddi gelişmeler gözlemlenmektedir.

Bir taraftan Moskova’nın Tiflis üzerindeki nüfuzunu arttıran “yumuşak güç” politikasının sonuçları meyve vermeye başlarken, diğer taraftan demokrasi ve özgürlük gibi Avrupa değerleri uğruna savaş veren Gürcistan’ın çıkartmayı planladığı “Yabancı Etkinin Şeffaflığı Yasa Tasarısı”, Batı’yı hayal kırıklığına uğratmış durumdadır.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ndeki oturumda, Gürcistan Parlamentosu’nun 14 Mayıs’ta kabul ettiği “Yabancı Etkinin Şeffaflığı Yasa Tasarısı”nın Moskova yönetiminden örnek alındığını söylemiştir.[1] Bu yasanın Gürcülerin mutlak çoğunluğunun AB entegrasyonuna doğru ilerleme arzusuyla çeliştiğini belirten Blinken, ABD’nin bunu karşılıksız bırakmayacağını dile getirmiştir.

Rusya ise Batı’nın tehditlerine karşılık olarak Gürcistan Hükümeti’nin kararını desteklemekte ve ABD’nin ülkedeki protestoları kışkırttığını söylemektedir. Hatta Rus siyasi analizcilerinden bu yürüyüşlerin “Overton penceresini” açık tutmaya hizmet ettiğini düşünenler bulunmaktadır.[2]

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova da Sputnik Radyosu’nda yayınlanan programında, Avrupa Birliği’nde geliştirilmekte olan yabancı ajanlarla ilgili kendi mevzuatının ABD yasalarından bile daha sert olduğunu, ancak bunun Tiflis’te “Yabancı Etkinin Şeffaflığı Yasa Tasarısı”nın Gürcistan Parlamentosu tarafından kabul edilmesine karşı çıkan protestocular tarafından bilinmediğini açıklamıştır.[3]

Fakat, 2020 yılı itibariyle Gürcistan’ın Batı’yla ilişkileri gözlemlendiğinde, onun Rusya’ya alternatif olarak sadece Batı’yı seçmediği, farklı jeopolitik merkezlere de yönlendiği fark edilmektedir. Örneğin Bakü-Tiflis-Ceylan aracılığıyla Çin’in bölgeler arası taşımacılık projelerine katılma fırsatı elde eden Gürcistan, herkesle karşılıklı fayda sağlayan işbirliğini hedefleyerek bölgede başarılı bir partnere dönüşmüştür.

Gürcistan ve Azerbaycan’da üretilen yeşil enerjinin Gürcistan üzerinden Avrupa’ya ihracatıyla ilgili Azerbaycan’la varılan anlaşma, Gürcistan’ın Orta Koridor’daki konumunun da altını çizmiştir. Bölgedeki petrol ve doğalgaz boru hatları, Gürcistan’ın stratejik konumunu daha da güçlendirmektedir. Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası ise Kuzey ve Güney koridorlarına alternatif oluşturan Orta Koridor’un ister güvenlik isterse de zaman tasarrufu açısından rolü önemli ölçüde artmıştır.

Gürcistan, Batı’nın günümüzde Ukrayna’ya sunduğu somut desteği, daha önce Rusya’ya karşı verdiği mücadelede görememiştir. Ayrıca Rusya, yıllar boyunca bölgesel konumunu güçlendirmiş ve daha geniş imkanlara sahip olmuştur. Dahası Abhaz veya Oset topluluklarına ek olarak Gürcistan nüfusunun önemli bir kısmının Rusya’yla güçlü bağları mevcuttur. Tüm bu faktörler, Gürcistan Hükümeti’nin almış olduğu kararlarda etkili olmaktadır.  

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze yerel kanallardan birine verdiği geniş kapsamlı röportajda geleneklere saygı ile sözde liberalizmi bir arada yürütmenin mümkün olmadığını şu sözlerle aktarmıştır:[4]

“Ülkemizde klasik, geleneksel değerlere ihtiyacımız var. Ülkemizin ulusal kimliğinin sonuna kadar korunması gerektiğini anlamalıyız, buna elbette Ortodoks Kilisesi, Hıristiyan değerleri de dahildir. Eğer Hıristiyan kültürümüz yok edilirse Gürcistan’ın Avrupalılığından geriye hiçbir şey kalmayacaktır. Bu nedenle mümkün olduğunca bu kültüre sahip çıkmalıyız.’’

Mevcut jeopolitik konjonktür, birçok bölgede nüfuzunu korumaya çalışan büyük güçlerin dış politikalarındaki hayal kırıklığını da meydana çıkarmaktadır. Nitekim nüfuzlarını korumak istedikleri/nüfuz etmek istedikleri bölgelerde yerel halka ulusal çıkarlarının risk altında olduğunu hissettirmek için kullanılan yöntemler artık Gürcistan gibi hem komşusu hem de Avrupa-Atlantik cephesiyle ilişkilerinde tecrübe kazanan devletler tarafından dikkatle takip edilmiş ve bu konuda önemli tedbirler alınmaya başlanmıştır. Bugün Gürcistan Hükümeti’nin aldığı kararların arkasında biraz da bu farkındalığın verdiği özgüven yatıyor olabilir.

Gürcistan’ın Rusya’yla ilişkilerindeki gelişmeler, onun Avro-Atlantik çizgisinden yakın vadede tamamen uzaklaşacağı anlamına gelmeyebilir. Yine de hükümetin Batı’nın uygulayabileceği yaptırımlardan kaçınmak için dikkatli adımlar atması ve bölgesel işbirliğinin arttırılmasına odaklanması, kendi çıkarları doğrultusunda hedeflerine ulaşmak için daha fazla fayda sağlayabilir. Çünkü yeni dünya düzeni çağında bölgesel işbirliğinin önemli hale geldiği ileri sürülebilir.

Sonuç olarak Avrupa’ya entegrasyon yolunda yeni ve önemli aşamaya girmiş bulunan Gürcistan’ın elde ettiği fırsatları kaybetmemesi, Gürcistan Hükümeti’nin yeni yasadan dolayı tırmanmak üzere olan gerginliği başarıyla yönetmesine, “kazan-kazan’’ yaklaşımıyla hareket etmesine ve bölgedeki “güvenilir partner” imajını korumasına bağlı olacaktır.


[1] “Госсекретарь США про закон “об иноагентах” в Грузии: «Он взят у руководства Москвы»“, Jam News, https://t.ly/Din6y, (Erişim Tarihi 23.05.2024).

[2] “Запад давно пытается переформировать грузинский народ под свое поле — эксперт”, Riamo, https://riamo.ru/news/politika/zapad-davno-pytaetsja-pereformirovat-gruzinskij-narod-pod-svoe-pole-ekspert/, (Erişim Tarihi: 23.05.2024).

[3] “Захарова: ЕС готовит жесткое законодательство об иноагентах”, Radio Sputnik, https://radiosputnik.ru/20240515/zakharova-1945931829.html, (Erişim Tarihi: 23.05.2024).

[4] “Премьер-министр Грузии о “глобальной партии войны” и “беспомощном выражении лица” Венецианской комиссии”, Jam News, https://t.ly/FF8IJ, (Erişim Tarihi: 23.05.2024).

Leman MEMMEDOVA
Leman MEMMEDOVA
Leman MEMMEDOVA, 2011 yılında Azerbaycan Kamu-Siyasi Universitesi Bölgesel Bilim (Yakın ve Orta Doğu) Bölümü'nden mezun olmuştur. Özel sektörde çalışmaktadır. İleri seviyede Türkçe, Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler