Brüksel’in Kosova-Sırbistan İlişkilerine Yaklaşımı

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Balkanlar, jeopolitik konumu hasebiyle tarihsel süreçte cazibe merkezi olmuş bir coğrafyadır. Bir yandan Akdeniz ve Karadeniz’e açılan kapı bir yandan ise Asya ve Avrupa arasında köprü olması, bölgenin jeopolitik önemini arttırmıştır. Bu çerçevede Balkanlardaki siyasi istikrar uluslararası sistemin başat aktörlerinin stratejisine de konu olmuştur. Özellikle son dönemde hem Avrupa Birliği’nin (AB) hem de Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) bölgeye yönelik ilgisinin arttığı ileri sürülebilir.

Balkanlar, Avrupa’nın bir parçası olarak görülmektedir. Dolayısıyla Brüksel yönetimi Batı Balkanlar’a yönelik bir genişleme politikası hedeflemektedir. Söz konusu politikanın temel motivasyonunun Rusya’nın bölgedeki siyasi nüfuzunun engellenmesi olduğundan bahsedilebilir. Zira Rusya-Ukrayna Savaşı’yla beraber taraflar arasında çeşitli yaptırımlar uygulanmıştır. Bu bağlamda Batı’nın Moskova’nın bölgedeki etkisini azaltmayı hedeflediği ifade edilebilir.

Balkan coğrafyasındaki siyasi duruma bakıldığında geçmişten beri çeşitli gerilimlerin yaşandığı bilinmektedir. Buradan hareketle AB’nin bölgede yaşanabilecek bir gerilimin çatışmaya dönme riski taşıdığının farkında olduğundan bahsedilebilir. Dolayısıyla Balkanlar’a yönelen Brüksel’in bahse konu coğrafyadaki devletlerden de olumlu karşılık bulduğu ifade edilebilir. Bölge devletleri gerek ekonomik kalkınma hedefleri gerekse demokratik değerlere ulaşma gayesinden dolayı son dönemde Brüksel’le münasebetlerini derinleştirmeye çalışmaktadır. Söz konusu süreçte paydaşlara yönelik çeşitli teşvikler söz konusu olsa da bölge devletlerinin kendi arasında yaşadığı anlaşmazlıklar sürece gölge düşürebilmektedir. Bu noktada AB’nin bir hakem rolü üstlenerek bölgedeki olası risklerin önüne geçmeye çalıştığı ve bölgenin siyasi istikrarının sağlanmasında kilit rol üstlendiğinden bahsetmek mümkündür.

Bölgedeki paydaşlar arasında karşımıza çıkan önemli anlaşmazlıklardan biri ise Kosova-Sırbistan ilişkilerinin normalleşmesidir. Nitekim 2008 yılında Kosova’nın tek taraflı bağımsızlık ilanıyla yükselen anlaşmazlıklar günümüzde geçerliliğini sürdürmektedir. Ancak Brüksel’in bölgeye olan ilgisi hasebiyle Avrupa entegrasyon sürecinin sorunsuz bir şekilde ilerlemesi için her iki aktörle de çeşitli temaslarda bulunulmaktadır. Tarafların resmiyette birbirini tanımaması diyalog sürecinin AB arabuluculuğuyla gerçekleşmesine sebep olmaktadır. Priştine yönetimi ise bu süreç aracılığıyla tanınmama sorununun da çözülmesini beklemektedir. Nitekim Kosova Başbakanı Albin Kurti ilişkilerde normalleşmenin siyasi yönleriyle başlatılmasını istemekte, bunun ön koşulu olarak da karşılıklı tanınmanın gerektiğini savunmaktadır.[1]

Üzerinde durulması gereken asıl husus ise Priştine-Belgrad ilişkilerine AB’nin yaklaşımıdır. Brüksel olası bir güvenlik riskini engellemeye çalışmakta ve dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin normalleşmesi için çeşitli önlemler almaktadır. Bu çerçevede Brüksel’in yapıcı konumunu korumaya çalıştığı ileri sürülebilir. Söz konusu normalleşme içinse Kosova’nın kuzeyinde Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulması öngörülmektedir. Nitekim bölgedeki son yerel seçimler sebebiyle tansiyonun arttığı görülmüş ve bu durumun çözüme kavuşturulması hedeflenmiştir. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in 19 Eylül 2023 tarihinde yaptığı açıklamada, tarafların yapıcı ve iyi niyetle harekete geçmelerini istemesi ayrıca her iki tarafın da ilerleme sürecinde sorumluluğu paylaştığını vurgulaması,[2] Brüksel’in yaklaşımını kanıtlar niteliktedir.

AB, taraflar arasında normalleşmeyi ve Balkan devletlerinin Avrupa entegrasyon sürecinin olumlu bir zeminde ilerlemesini hedeflemektedir. Kosova Gücü (KFOR) Komutanı Tümgeneral Angelo Michele Ristuca’nın söz konusu soruna siyasi bir çözümün gerekli olduğunu ve tarafların ABD’nin desteğinde AB’nin himayesinde diyalog yoluyla gerçekleştirmesinin önemine vurgusu,[3] Balkanlar’ın Batı’yla konsolide olması gerektiğine yönelik kabulünü göstermektedir. Washington yönetiminin AB üyeleriyle güvenlik ilişkileri ve bölgedeki nüfuz arayışı düşünüldüğünde söz konusu destek anlaşılmaktadır.

Kosova ve Sırbistan arasındaki normalleşme sürecinin önünde çeşitli engeller olsa da sürecin istikrarlı bir şekilde ilerlemesi için Batılı aktörler tarafından gerçekleştirilen girişimler devam etmektedir. Nitekim 14 Eylül 2023 tarihinde Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić ile Kosova Başbakanı Albin Kurti arasındaki Brüksel’de müzakereden istenilen sonuç alınamasa[4] da Brüksel’in taraflara yönelik ilgisi sürmektedir. Zira Avrupa Birliği’nin Diyalog Özel Temsilcisi Christian Ramet’in AB’nin taraflardan Ohri Anlaşması’nı ve diğer anlaşmaları gecikmeden uygulamaya başlamalarını istediğini dile getirmesi,[5] bu ilgiyi kanıtlar niteliktedir.

AB, tarafları teşvik etmeye ve farklı güç odaklarına yönelmelerini engellemeye çalışmaktadır. Bu çerçevede normalleşme süreci ve Avrupa entegrasyonu arasındaki bağlantının çeşitli hamlelerle hatırlatıldığı ileri sürülebilir. Son kertede tarafların politikalarının örtüşmemesi hasebiyle sürecin görece yavaş ilerlediğinden bahsedilmelidir. Söz konusu süreçte Kosova’nın tanınması konusu ise dikkat çekici bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim Başkan Vucic, BM Genel Kurulu’na ithafen yaptığı konuşmada bu konuyu vurgulamış ve Sırbistan’ın AB’nin himayesinde Priştine’yle diyaloğu korumak için çalıştığını ifade etmiştir.[6]

Bahsetmenin faydalı olacağı bir başka konu ise tarafların dış politikadaki hedefleridir. Her ne kadar iki aktör de Avrupa’yla entegrasyon sürecinin sorunsuz bir şekilde ilerlemesini istese de dış politikaları farklı temeller üzerinden şekillenmektedir. Kosova uluslararası sistemde tanınırlığını arttırmayı hedeflerken Sırbistan ise tarihsel iddialarının kabul görmesini istemektedir. Her iki aktör tarafından da anlaşmazlıkların diyalog yoluyla ve sulh içinde çözülmesi savunulmaktadır. Ancak üzerinde durulması gereken önemli bir husus ise bölgenin tarihsel mirasıdır. Demografik yapısı oldukça karmaşık olan bölgede zaman zaman gerilimlerin çatışmaya döndüğü görülmüştür. Bu bağlamda tarafların diplomatik temaslarının yanında savunma sanayiini geliştirdiğinden de bahsedilebilir. Örneğin Sırbistan Savunma Bakan Yardımcısı Nenad Miloradoviç’in ülkenin bu yılki silah ihracatının 2022 yılına oranla yüzde 25 daha yüksek olduğunu ifade etmesi,[7] bu durumu göstermektedir.

Sonuç olarak Balkanlar geçmişten bugüne jeopolitik konumu hasebiyle önemli bir coğrafya olarak karşımıza çıkmaktadır. Son dönemde küresel siyasetteki konumunu korumak için Batı’nın bölgeye yönelik ilgisi artmaktadır. Balkanlar’da yaşanacak herhangi bir gerilimin çatışmaya dönme riski taşıması hasebiyle Brüksel’in tehditleri engelleme girişimi söz konusudur. AB’nin Batı Balkanlar’a yönelik genişleme politikasının sürdürülebilirliği için bölgedeki aktörler arasındaki gerilimin önlenmesi gerekmektedir. Bu çerçevede Kosova- Sırbistan arasındaki normalleşme süreci Brüksel tarafından teşvik edilmektedir. Son kertede tarafların politikasının farklı temeller üzerine inşa edilmesi normalleşme ve dolayısıyla AB’nin genişleme hedeflerinin uzun vadeye yayılmasına sebep olmaktadır.


[1] “Kako je Kurti optužio EU da prihvata uslovljavanja koja postavlja Srbija”, Aljazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/9/14/kako-je-kurti-optuzio-eu-da-prihvata-uslovljavanja-koja-postavlja-srbije, (Erişim Tarihi: 14.09.2023).

[2] “EU zabrinut što Kosovo i Srbija ne provode obaveze iz sporazuma”, Aljazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/9/19/eu-zabrinut-sto-kosovo-i-srbija-ne-provode-svoje-obaveze-iz-sporazuma, (Erişim Tarihi: 19.09.2023).

[3] “Командантот на КФОР смета дека ситуацијата на Косово е нестабилна и лесно може да ескалира”, Slobodenpecat, https://www.slobodenpecat.mk/komandantot-na-kfor-smeta-deka-situacijata-na-kosovo-e-nestabilna-i-lesno-mozhe-da-eskalira/, (Erişim Tarihi: 20.09.2023).

[4] “Vučić i Kurti bez dogovora oko ZSO-a i novih izbora”, Aljazeera, https://balkans.aljazeera.net/videos/2023/9/14/vucic-i-kurti-bez-dogovora-oko-zso-i-novih-izbora, (Erişim Tarihi:14.09.2023).

[5] “EU traži dogovor Kosova i Srbije i primjenu Ohridskog sporazuma”, Aljazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/9/20/eu-trazi-dogovor-kosova-i-srbije-i-primjenu-ohridskog-sporazuma, (Erişim Tarihi: 20.09.2023).

[6] “Вучиќ на Генералното собрание на ОН ги обвини западните земји дека со признавањето на Косово брутално ја погазиле повелбата”, Slobodenpecat, https://www.slobodenpecat.mk/vuchikj-na-generalnoto-sobranie-na-on-gi-obvini-zapadnite-zemji-deka-so-priznavanjeto-na-kosovo-brutalno-ja-pogazile-povelbata/, (Erişim Tarihi: 21.09.2023).

[7] “Извозот на оружје од Србија е зголемен за четвртина во однос на лани”, Slobodenpecat, https://www.slobodenpecat.mk/izvozot-na-oruzhje-od-srbija-e-zgolemen-za-chetvrtina-vo-odnos-na-lani/, (Erişim Tarihi: 22.09.2023).

Benzer İçerikler