27-28 Temmuz 2023 tarihlerinde St. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika Zirvesi’nde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, 6 Afrika ülkesine (Burkina Faso, Zimbabve, Mali, Somali, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Eritre) ücretsiz 25-50 bin ton tahıl sevk edeceklerini açıklamıştır. Bu durumun, Rusya’nın Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nı uzatmayı reddetmesinin ardından oluştuğu düşünülürse, Rusya’nın Batı’yla çekişmesinde Afrika ülkelerini kendi tarafına çekme hamlesi olduğu söylenebilir.
22 Temmuz 2022 tarihinde Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in girişimiyle İstanbul’da imzalanan anlaşma, Rusya-Ukrayna Savaşı’yla büyüyen küresel gıda krizini iyileştirme çabası olarak görülmüştü. 17 Temmuz 2023 tarihinde Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, anlaşmanın uzatılmayacağını, sebebinin de Batı’nın anlaşma şartlarına uymaması olduğunu söylemiştir.[1] Peskov’a göre; Rusya’ya uygulanan belli ihracat yasakları ve SWIFT sisteminden çıkartılmış olması, Batı’nın anlaşma bağlamında ihlal ettiği temel ilkelerdi. Rusya’nın kendi topraklarının ve Ukrayna’da halihazırda kontrol ettiği Kırım Yarımadası ve Donetsk-Luhansk havzalarının dünya tarımı için önemi savaş başladığından beri uzmanlar tarafından dillendirilmektedir. Yakın zamanda Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba, yaptığı açıklamada Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya’yı Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’na geri dönmesi için ikna edebileceğini söylemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Rusya’nın Afrika’ya tahıl vaadini desteklediğini açıklamıştır.[2]
Afrika Kıtası, dekolonizasyon döneminin ardından sürekli olarak iç karışıklık, ekonomik istikrarsızlık ve darbelerle yüzleşmiştir. Her ne kadar Soğuk Savaş döneminde Afrika ülkeleri çoğunlukla Bağlantısızlar Hareketi’ne katılıp çift kutuplu dünya siyaseti içerisinde denge politikası kurma yolunda ilerlediyseler de Afrika ülkeleri, Kuzey ülkeleri tarafından potansiyel çekişme alanı veya orta vadeli ortaklar olarak görülmüştür. Bugün de Rusya’nın Afrika ülkeleriyle yakınlaşma çabası, Moskova’nın Batı’yla olan çekişmesinde müttefik arayışı çerçevesinde okunabilir. Batı’nın Rusya’yı ekonomik olarak sıkıştırma hamleleri, Rusya’yı Avrasyacılık fikrini konsolide etmeye itmiştir. Çin’le her ay kat ve kat artan ticaretine ve BRICS ülkeleriyle daha da ilerleyen ilişkilerine paralel olarak Rusya’nın Afrika ülkeleriyle de yakınlaşıp Batı karşıtı bloku genişletme hamlesi, Putin’in Ukrayna Savaşı’nda elini güçlendirme hamlesi olarak düşünülebilir.
St. Petersburg’da Rusya-Afrika Zirvesi’nin düzenlendiği 27-28 Temmuz 2023 tarihlerinde Nijer’de gerçekleşen darbe, Afrika’nın mevcut Rusya-Batı çekişmesinde ileriye dönük olarak oynayacağı rolün netliğini göstermiştir. 1960 yılında Fransa’dan bağımsızlığını kazanan Nijer, dünyanın en önemli Uranyum tedarikçisi ülkelerinden biridir. Örneğin Nijer, Fransa’nın en önemli üçüncü uranyum tedarikçisidir ve dünyada ise uranyum tedariğinde yedinci sırada yer almaktadır.[3] General Abdurrahman Tiani önderliğindeki Anavatanı Koruma Ulusal Konseyi tarafından gerçekleştirilen Nijer’deki darbe; ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkeler tarafından kınanırken, Rus Wagner örgütü tarafından övgüyle karşılanmıştır. Hatta öyle ki Nijer’in başkenti Niamey’de gösteri yapan darbe yanlısı siviller, Fransa Büyükelçiliği’ne ellerinde Rus bayrakları ve “yaşasın Putin” sloganlarıyla yürümüşlerdir. Yeni cunta, Fransa’nın askeri müdahale hazırlığında olduğunu iddia ederken, Mali ve Burkina Faso’dan olası bir Batı kaynaklı askeri bir müdahaleye karşı dayanışmacı bir direniş sözü gelmiştir.
Öte yandan Batı destekçisi Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) da cunta hükümetine yaptırımlar getirdiğini açıklamış ve bir hafta içerisinde Devrik Başkan Mohamed Bazum’un serbest bırakılmaması halinde askeri müdahalede bulunacağını söylemiştir. Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de ECOWAS liderlerine katıldıklarını belirterek, “AB, darbeye karşılık ECOWAS’ın aldığı tüm tedbirlere hızlıca ve kararlı şekilde destek verecektir” ifadesini kullanmıştır.[4] Borrell, dış müdahale suçlamasını ise reddetmiştir.
Rusya Federasyonu, yaptığı açıklamada Nijer’deki cuntayı resmen tanımasa da Batı ülkelerini ve ECOWAS’ı askeri müdahaleye karşı uyarmıştır. Rus Dışişleri Bakanlığı olası bir müdahalenin bölgede uzun soluklu bir çatışmaya ve istikrarsız bir ortama sebep olacağını söylemiştir.[5] Rus dış siyasetinde Afrika’yı konsolide etme çabası eskilere dayanmaktadır. Sovyetler Birliği, 2. Dünya Savaşı sonrası başlayan dekolonizasyon süreci sonrası bölgede etkisini artırmak için Batı’nın “ırkçı ve sömürgeci” olduğunu her fırsatta dile getirmiştir. Buradan hareketle Rusya’nın Afrika’da da mevzi oluşturma çabası ve şekli, Rus siyaseti açısından yeni değildir. Batı’yı her fırsatta doğalgaz gibi enerji sektörü açısından kritik emtialarla tehdit eden Rusya açısından Batı’nın uranyum tedariğinde de sorunların yaşanması büyük bir fırsattır.
Darbenin ardından Nijer’deki cunta, Fransa’yla yaptığı bütün askeri anlaşmaları iptal etmiş ve Wagner paralı askerlerinin ülkeye giriş yapması için anlaşmıştır. Wagner’in kurulduğu günden bu yana Ortadoğu ve Afrika’da, Rusya’nın ekonomik, siyasi ve askeri etkisine katkıda bulunduğu bir gerçektir. Wagner grubu daha önce Mali, Burkina Faso ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yaşanan iç çatışmalarda da Rus devletinin direktifleri doğrultusunda çalışmıştır. Ukrayna Savaşı’nda da Mariupol ve Bahmut Muharebeleri gibi noktalarda önemli roller oynadılar.
23 Haziran 2023 tarihinde başlayıp ertesi gün sona eren Wagner isyanında ise kafa karışıklığı oluşmuştu. İç yapısı ve Rus devletiyle olan formal ilişkisi tam olarak bilinemediği için söz konusu isyanın başlama ve bitme motivasyonu konusunda her iki taraf da farklı ifadelerde bulunmuştur. Genel çerçevede Wagner Lideri Yevgeniy Prigojin ve Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu arasında bir çeşit güç ve otorite savaşı yaşandığı, Ukrayna Savaşı’nın sürüncemeye girmesiyle birlikte Rus tarafında oluşan moral bozukluğu sebebiyle de bu çekişmenin bir çeşit yönetimsel krize dönüştüğü söylenebilir. Prigojin’in isyanı bitirmesinin ardından başlayan müzakereler şeffaf olarak yürütülmese de Wagner’in Batı Afrika’da Rus çıkarlarına yönelik çalışmalara devam ettiğini görmek Rus siyaseti için önem taşımaktadır.
İşte tam bu noktada Rusya’nın Afrika’yla yakınlaşma hamlesi yalnızca Batı’ya karşı bir mevzi kazanma hamlesi değil; Ukrayna Savaşı’nın yarattığı iç anlaşmazlıkları, yönetimsel kafa karışıklığını ve moral bozukluğunu azaltma hamlesi olarak da görülebilir. Wagner’in Batı Afrika’da başlayacak olası bir çatışmada Rus çıkarları adına vekalet savaşı vermesi, Rusya’nın Batı’ya karşı oluşturmaya çalıştığı bloku eş zamanlı olarak konsolide etmesi anlamına gelmektedir.
Rusya’nın Afrika’yla yakınlaşma hamlesi, dış politikası açısından olduğu kadar iç politikası için de önemlidir. Batı’nın ekonomik yıpratma hamlelerine karşılık olarak yine Batı için önemli olan hammadde tedarikçisi Afrika ülkeleriyle askeri ve ekonomik bağlantılar kurmak, Rusya’nın dış politikasında müttefik kazanmasını sağlarken, aynı zamanda bu motivasyonunun propagandasıyla da yumuşak gücünün artmasını sağlayabilir.
[1] “Rusya Tahıl Koridoru Anlaşmasını Sonlandırdı”, Dünya Gündemi, https://shorturl.at/cgrBM, (Erişim Tarihi: 11.08.2023)
[2] “Ukrayna: Erdoğan, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın Yeniden Başlamasını Sağlayabilir”, NTV, https://www.ntv.com.tr/dunya/ukrayna-erdogan-karadeniz-tahil-koridoru-anlasmasinin-yeniden-baslamasini-saglayabilir,bTFtEPCb402QmGrB0Y8rnw, (Erişim Tarihi: 11.08.2023).
[3] “Dünyanın En Önemli Uranyum Tedarikçisi: Nijer”, AA, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/dunyanin-en-onemli-uranyum-tedarikcisi-nijer/2958889, (Erişim Tarihi: 12.08.2023).
[4] “AB’den Nijer’e askeri müdahale uyarısı yapan ECOWAS’a destek”, AA, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abden-nijere-askeri-mudahale-uyarisi-yapan-ecowasa-destek/2958338, (Erişim Tarihi: 12.08.2023).
[5] “Nijer’de Darbe: Rusya, Batı Afrika Liderlerini Askeri Müdahalede Bulunmama Yönünde Uyardı”, BCC, https://www.bbc.com/turkce/articles/c3ge439wd93o, (Erişim Tarihi: 12.08.2023).