Arnavutluk-Yunanistan Deniz Sınırları Sorunu Çözülüyor mu?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Yunanistan ile Arnavutluk arasında deniz yetki alanları konusunda yıllardır süre gelen bir anlaşmazlık söz konusudur. Bununla ilgili olarak iki ülke arasındaki müzakereler uzun senelerdir devam etse de günümüze kadar uzlaşı sağlanamamıştır. Nitekim Arnavutluk’ta komünist rejim döneminde (1944-1991) ihmal edilen deniz yetki alanları sorunu, rejim yıkıldıktan sonra gündeme alınarak resmi müzakereler süreci başlatılmıştır.

2009 yılında Sali Berisha başbakanlığındaki Arnavutluk ile Kostas Karamanlis başbakanlığındaki Yunanistan hükümetleri arasında, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da “uluslararası hukuk doğrultusunda tarafların ilgili alanlarının kıta sahanlığının ve diğer deniz alanlarının sınırlandırılmasına” ilişkin anlaşma imzalanmıştır.

Bahsi geçen anlaşmaya, o dönem muhalefette olan Arnavutluk’un mevcut Başbakanı Edi Rama’nın genel başkanlığını yaptığı Sosyalist Parti (PS) tarafından itiraz edilmiştir. PS, Yunanistan’a yaklaşık 225 kilometrekarelik Arnavut suları verildiğini ve bu nedenle anlaşmanın anayasaya aykırı olduğunu savunarak Arnavutluk Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. Öyle ki; Arnavutluk Anayasa Mahkemesi 2010 yılında yapılan incelemelerin ardından anlaşmayı “anayasaya aykırı” ilan ederek geçersiz kılmıştır. 2010 yılından bu yana yapılan müzakerelerden sonuç alınamayınca da Arnavutluk, 2021 yılında konuyu Lahey’e taşımaya karar vermiştir.

Özellikle 2013 yılında Başbakan Rama’nın iktidara gelmesiyle müzakere süreci tıkanmış ve Yunanistan’la gergin bir süreç yaşanmıştır. Dolayısıyla ikili ilişkilerde olumsuz bir atmosferin oluşmasına sebebiyet veren bu sorunun çözüme kavuşturulması için 2022 yılında diplomatik temaslar hız kazanmıştır. Bu bağlamda son olarak liderler düzeyinde 6 Ekim 2022 tarihinde Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi kapsamında Çekya’nın başkenti Prag’da bir araya gelen Yunanistan Başbakanı Kriakos Miçotakis ile Rama, yaptıkları görüşmede söz konusu sorunu çözüme kavuşturmak için istişarelerde bulunmuştur. Lakin bu görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkmamış ve Rama, konuyu Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) taşınacağını yeniden teyit etmiştir. Öyle ki; Rama, şu sözleri kullanarak ülkesinin haklarını savunacağını dile getirmiştir:[1]

“Bu yasal bir süreç, birtakım kurallar var, birtakım prosedürler var ve prosedürlere başından sonuna kadar saygı göstereceğiz çünkü pozisyonumuzu çok net. Bizim bu süreçte neyi amaçladığımız ve bu mahkemeden bir tarafın neyi amaçladığı ve diğer tarafın ne amaçladığı konusundaki birleşik tavrın zamanına ihtiyacı var. Dolayısıyla taraflar arasında bir fikir birliğine sahip değiliz.”

2011 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yer alan haberlerde, Yunanistan’ın AB genişlemesi üzerindeki vetosunu kullanarak olumsuz bir anlaşmayı kabul etmesi için Arnavutluk’a “şantaj” yaptığı yönünde iddialar ortaya atılmıştır. Yine benzer iddialar, Yunanistan ile Arnavutluk arasında hala çözülememiş bir diğer mesele olan Çamerya Sorunu’yla ilgili olarak da çok konuşulmuştur.[2]

Nitekim 2022 yılının Temmuz ayında AB’yle müzakerelere başlayan Arnavutluk’un üyeliği konusunda Atina yönetimi tarafından bu yönde bir veto kararı olmasa da 2009 senesine kadar böyle bir durumun bulunduğu bilinmektedir. Zira Yunanistan, Arnavutluk’un hem Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) hem de AB üyeliğini veto etmiştir. Bu sebeple dönemin Tiran Hükümeti, Yunanistan’ın vetosundan kurtulmak için mevzubahis deniz yetki alanları anlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır. Ancak yıllardır süregelen bu sorunun çözümü için mevcut süreçte Yunanistan tarafından bazı girişimler yapılmıştır.

Diplomatik temasların arttığı 2022 yılının Aralık ayında Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, mevkidaşı Olta Xhacka’yla Atina’da bir araya gelmiştir. Söz konusu görüşmede konun Lahey’e taşınmadan çözümü için istişarelerden olumlu bir sonuç çıkmamıştır. Dolayısıyla iki bakanın görüşmesinden bir hafta sonra Miçotakis, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) uzlaşması için Arnavutluk’a gitmiştir. Miçotakis’in “Aramızdaki deniz alanlarının sınırlandırılması konusunda çözüme yakın olduğumuza inanıyorum.” şeklindeki açıklaması, sorunun çözümü için önemli bir sinyal olarak değerlendirilmektedir.[3]

Tüm bu gelişmelerden hareketle, Yunanistan’ın Arnavutluk’la yaşadığı deniz sınırları sorununu Lahey’e taşınmadan çözmek istediği anlaşılmaktadır. Doğu Akdeniz’de gerginliğin tırmanma ihtimalinin bulunduğu bir dönemde Atina yönetiminin bu girişimlerinin nedeni de bölgede stratejik anlaşmalar yapmayı hedeflemesi olarak değerlendirilebilir. Ancak sorunun çözümüne ilişkin süreçte yine farklı pürüzlerin ortaya çıkma ihtimali vardır. Zira iki ülke arasındaki bir diğer sorun olan Çamerya konusunda Yunanistan oldukça katı bir tutum benimsemektedir. Bu yüzden Arnavutluk, iki ülke arasındaki ilişkilerde yakalanan pozitif atmosferden yararlanarak bu sorunu da çözmek isteyebilir. Bu da deniz sınırları sorununun çözümü konusunda yeni pürüzlerin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Dolayısıyla konunun Lahey’e götürülmesi de mümkündür.


[1] “Greece, Albania Fail to Agree on Maritime Border Issue in Prague”, Euroactiv, https://www.euractiv.com/section/all/short_news/greece-albania-fail-to-agree-on-maritime-border-issue-in-prague/, (Erişim Tarihi: 09.12.2022)

[2] Aynı yer.

[3] “Greek PM Mitsotakis Meets with Albanian PM Rama in Tirana, on Sidelines of Summit”, iefimerida, https://www.iefimerida.gr/english/greek-pm-mitsotakis-meets-albanian-pm-rama-tirana-sidelines-summit, (Erişim Tarihi: 09.12.2022).

Sibel MAZREK
Sibel MAZREK
Lisans eğitimini Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde tamamlayan Sibel Mazrek, yüksek lisans eğitimine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü'nde Gazetecilik Ana Bilim Dalı'nda devam etmektedir. Çeşitli medya kuruluşlarında muhabirlik, spikerlik sunuculuk görevlerini üstlenen Mazrek, ANKASAM'da Medya Koordinatörü olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Benzer İçerikler