Karadağ’ın AB’ye Üyelik Yolculuğu

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Son zamanlarda Batı Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği (AB) üyeliği sıkça tartışılmaktayken; çoğu uzman tarafından Karadağ’ın bölgede AB üyeliğine en yakın ülke olduğu dile getirilmektedir. Zorlu bir adaylık sürecinden geçen Karadağ’a yönelik bakış açısının bu yönde olmasının nedeni, diğer Balkan ülkelerine kıyasla komşularıyla sorunlarını en aza indirgemesidir.

2006 yılında Karadağ Parlamentosu’nun Sırbistan ve Karadağ Devlet Birliği’nden bağımsızlığını ilan etmesinin ardından ülke, 2008 senesinde AB üyeliğine başvurmuştur. 2010 yılında Avrupa Komisyonu, Karadağ’ın başvurusuna yönelik olumlu bir görüş yayınlamıştır. Daha sonra da 2011 yılının Aralık ayında AB Konseyi, katılım müzakerelerini 2012 senesinin Haziran ayında başlatacağını açıklamıştır. Sekiz yıllık katılım müzakerelerinin ardından üçü geçici olarak kapatılan 33 faslın tümü açılmıştır. Halen Karadağ’ın birliğe üyelik süreci tartışılmaya devam etmektedir.[1] Aynı zamanda para birimi olarak avroyu kabul eden Podgoritsa yönetimi, diğer AB aday üyesi olan Batı Balkan devletleri arasında bu süreçte en hızlı ilerleme kat eden ülkelerdendir.

Tüm bu olumlu atmosfere rağmen Avrupa Komisyonu’nun yayınladığı 2022 Genişleme Raporu’nda, ülkenin yerine getirmesi gereken bazı sorumluluklarının olduğu belirtilmiştir.[2] Bunların arasında ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, yolsuzluk ve organize suçla mücadele ve yargının güvenilirliği bulunmaktadır. Söz konusu meselelerin halen çözülememesi, Karadağ’ı AB’den bir adım uzaklaştırmaktadır.

Her ne kadar Karadağ Hükümeti, bahsi geçen yapısal sorunları çözmek için detaylı politikalar yürütse de henüz AB’yi tatmin edecek sonuçlar alınamamıştır. Bunun yanı sıra, Karadağ’ın AB üyelik sürecinin hâlâ devam etmesinin sorumluluğunun sadece Podgoritsa yönetiminde olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Zira genişleme konusunda AB içerisindeki süreçlerin oldukça ağır işlediği bilinmektedir. Hatta birliğin bu özelliği, çoğu kez uluslararası aktörler tarafından eleştiri konusu olmuştur. Karar alma mekanizmasının yavaş ve detaycı bir yapıya sahip olmasının yanı sıra bazı AB üyesi devletler, genişlemeye şüpheci yaklaşmaktadır. Elbette bu durumi Karadağ için de geçerlidir.

Bahse konu ülkelerin şüpheci yaklaşmalarının sebebi, AB’nin “kimliği” haline gelmiş olan bazı değerlerin aday ülkeler tarafından benimsenip benimsenmediğinin detaylı bir şekilde incelenmesidir. Örneğin AB, kendi üye ülkelerinde bile insan hakları, ekonomik reform, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi kavramların takip edilip edilmediğini yakından araştırmaktadır.[3] Dolayısıyla komisyon raporunda da görüldüğü üzere, AB’nin Karadağ hakkında bazı endişeleri bulunması hasebiyle üyelik sürecinin AB açısından daha emniyetli seyretmesi gerekmektedir.

Sadece Karadağ’a özgü olmamak şartıyla, zaten AB’nin yavaş olan karar alma mekanizmasının Ukrayna Savaşı ve beraberinde gelen çeşitli siyasi ve ekonomik sorunlarla meşgul olduğu görülmektedir. Özellikle de enerji krizine çözüm bulmak, AB’nin genişlemesinden daha öncelikli bir mesele konumundadır. Ayrıca enerji krizinin beraberinde gelen yüksek enflasyondan dolayı ekonomik kriz de genişlemeyi durduran etmenler arasındadır. Zira Batı Balkan ülkelerinin iktisadi bakımdan çok güçlü olmadığı bilinmektedir ve bu da AB’ye daha fazla yük binmesi anlamına gelecektir.

Tüm zorluklara rağmen AB diplomatlarının Batı Balkan ülkeleriyle yakın temasının ve Berlin Süreci’nin ön plana çıkmasının; diğer bir deyişle, bu coğrafyanın AB nezdinde önem kazanmasının nedeni güvenliktir. Zira Rusya’nın Batı’ya açtığı savaşın Ukrayna’dan öteye gitmeyeceği tahmin edilse de sonuçta hiç kimse 2022 yılının Şubat ayında Avrupa’nın doğusunda bu denli yıkıcı bir savaşın ortaya çıkabileceğini de tahmin etmemektedir. Dolayısıyla enerji ve ekonomi güvenliği tehdit altında olan AB ülkeleri sınır güvenliği için genel olarak Avrupa’nın doğusuna ve Balkanlar bölgesine daha çok önem atfetmiştir.

Öte yandan Karadağ’ın iç siyasetine bakıldığında, otuz yıl boyunca hükümette kalan Karadağ Sosyalistleri Demokratik Partisi, Avrupa yanlısı tutumuyla AB reformlarını gerçekleştirmek ve üyeliğe uygun hale gelebilmek için özveriyle çalışmıştır. Ancak 2020 seçimlerinde Rusya yanlısı olarak bilinen muhafazakâr partilerin oluşturduğu koalisyon, Karadağ’ın Geleceği İçin Partisi liderliğinde hükümete gelmiştir. Fakat 2022 yılının Haziran ayında Başbakan Dritan Abazovic, Sırp Ortodoks Kilisesi’yle (SPC) ilgili “Temel Anlaşma”yı imzalayacağını açıklamış ve bu da Karadağ’da bazı tartışmalara neden olmuştur. Abazovic, geri adım atmayınca tartışmalar alevlenmiş ve Abazovic Hükümeti güvenoyu alamamıştır. Böylece hükümet düşmüştür. Yaşanan son gelişmeler, Karadağ siyasetinde olumsuz bir süreç olarak yorumlanabilir.

Karadağ halkına bakıldığında ise AB üyeliğinin çoğunlukla desteklendiği görülmektedir. Euronews’in yaptığı anketlere göre, halkın kabaca %80’i Karadağ’ın AB üyeliğini desteklemektedir.[4] Elbette Karadağ halkının bunu talep etmesinin nedeni AB’nin sağlayacağı ekonomik refahtır. Diğer AB ülkelerine serbest dolaşım hakkı ve bu ülkelerde iş bulmanın daha kolay olması, Karadağlılara katkı sağlayacak avantajlardır. Diğer taraftan AB üyeliği sayesinde Adriyatik Denizi’ne kıyısı bulunan Karadağ’ın daha çok turist ağırlayacağı da öngörülebilir.

Bahsi geçen sosyal ve ekonomik faydalara ek olarak Karadağ’ın AB’ye üyeliği, iç siyasette de olumlu gelişmeleri beraberinde getirebilir. En temelde demokratikleşme yolunda AB üyeliğiyle yeni bir inme, dinamizm kazanılacaktır.

Sonuç olarak, Karadağ, diğer Batı Balkan ülkeleriyle karşılaştırıldığında, AB üyeliğine daha yakın görünmektedir. Bunun başta dış politika olmak üzere pek çok boyutu vardır. En önemlisi ise Karadağ’ın komşularıyla yaşadığı çoğu sorunu çözmüş olmasıdır. Fakat Avrupa Komisyonu’nun yayınladığı 2022 yılı Genişleme Raporu’nda Karadağ’ın henüz tam olarak üyeliğe hazır olmadığı, tamamlaması gereken demokratikleşme, şeffaflaşma ve özgürleşme adımlarının olduğu vurgulanmıştır. Lakin genel çerçeveden bakıldığında ve Avrupa jeopolitiği göz önünde bulundurulduğunda, Balkan coğrafyasının AB için öneminin arttığı söylenebilir. Yine de Karadağ’ın kısa süre içerisinde AB’ye üye olacağını söylemek güçtür. Ancak AB üyeliğinin Karadağ’a sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel bakımdan mühim katkılar sağlayacağı kesindir. Bu nedenle Karadağ halkının çoğunluğu, AB üyeliğini desteklemektedir.


[1] “Montenegro”, Avrupa Komisyonu, https://neighbourhood-enlargement.ec.europa.eu/enlargement-policy/montenegro_en, (Erişim Tarihi: 04.11.2022).

[2] “2022 Enlargement Package: European Commission Assesses Reforms In The Western Balkans And Türkiye And Recommends Candidate Status For Bosnia and Herzegovina”, European Commission, https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/%20en/ip_22_6082, (Erişim Tarihi: 04.11.2022).

[3] “Υποκλοπές – PEGA: Δεν Υπάρχουν Αποδείξεις Αλλά Να Ερευνηθούν Οι Καταγγελίες Για Pegasus Και Predator”, in.gr, https://www.in.gr/2022/11/04/politics/ypoklopes-pega-den-yparxoun-apodeikseis-alla-na-ereynithoun-oi-kataggelies-gia-pegasus-kai-pretador/, (Erişim Tarihi: 04.11.2022).

[4] Orlando Crowcroft, “Montenegro Wants To Join The EU- But Will Brussels Have It?”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2021/02/01/montenegro-wants-to-join-the-eu-but-will-brussels-have-it, (Erişim Tarihi: 07.11.2022).

Sevinç İrem BALCI
Sevinç İrem BALCI
Sevinç İrem Balcı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunudur. İyi derecede İngilizce bilen Balcı, aynı zamanda Rusça ve Yunanca öğrenmektedir. Başlıca çalışma alanları Balkanlar ve Avrupa'dır.

Benzer İçerikler