Avrasya, tarih boyunca küresel egemenlik mücadelesinin merkezi olmuş ve tüm jeopolitik teorilerde dünyanın kalbi olarak tanımlanmıştır. Türk Dünyası ise küresel güç mücadelesinin en önemli sahnelerinden biri olan Avrasya’nın merkezinde yer almaktadır. Çok kutupluluk ve büyük güç politikaları uluslararası sistemde yükselirken, Türk Dünyası’nın önemi artıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) 31 Ağustos 2021 tarihinde Afganistan’dan çekilmesi, “Üçüncü Büyük Oyun”da yeni bir aşamaya geçildiğini gösteriyor. Bu bağlamda, Güney Asya-Orta Asya-Kafkasya rotasının terör ve radikalleşme üzerinden hedef alınacağı öngörülebilir. Bu rotanın istikrarı, bölgesel ve küresel barışın sağlanması açısından her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır.
Bu noktada bölge devletleri zorlu bir meydan okuma ile karşı karşıyadır. Bölge devletlerinin şu anda üç seçeneği olduğu söylenebilir. Birincisi, ulus-devlet mantığıyla kendi kendine yetme ilkesine ve savunma amaçlı tedbirlere yönelmektir. İkincisi, büyük güçler ile ortaklıklar yoluyla küresel rekabetin bir parçası olmaktır. Üçüncüsü, bağımsızlıklarını güçlendirecek kazan-kazan anlayışına dayalı bir entegrasyon sürecinin geliştirilmesidir.
Tüm bölgeyi tehdit eden radikalleşmeyi kontrol etmenin en etkili yolu bölge devletleri arasındaki işbirliğini güçlendirmektir. Bunun için entegrasyon süreçlerinin hızlandırılması gerekir.
Bu noktada bölge ülkeleri şu sorulara yanıt aramalıdır: Mevcut entegrasyon girişimleri bölgenin taleplerini karşılıyor mu? Güvenlik temelli yaklaşımlarla şekillenen ve belli tehlikelere odaklanan projeler yeterli mi? Yoksa Orta Asya’dan hem Güney Asya’ya hem de Kafkasya’ya uzanan daha kapsamlı bir entegrasyon girişimine mi ihtiyaç var?
Elbette sorulması gereken diğer iki soru da, Türk Dünyası için nasıl bir strateji benimsenmeli ve Türk Keneşi’nin bu süreçteki konumu ne olacaktır?
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) olarak, bölgede barış, istikrar ve refahın, daha adil ve yaşanabilir bir dünyanın küresel düzeyde inşa edilmesi için bölgesel ve küresel güvenlik meydan okumalarının bölge devletlerinin barışçıl çabalarıyla üstesinden gelinmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu bağlamda Türk Dünyası jeopolitiğine dayalı işbirliği süreçlerinin geliştirilmesinin büyük önem taşıdığına inanıyoruz.
Bu vizyon doğrultusunda bölgesel istikrar, refah ve işbirliği fırsatlarını değerlendirme sorumluluğunu üstlenmeye hazırız. Bu anlamda bölge ülkelerinin düşünce kuruluşlarına, gazetecilerine, akademik personellerine ve ilgili uzmanlarına ortak bir akıl geliştirmek ve akademik bir bakış açısı sunmak amacıyla çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrı ile bölgesel aydınlar topluluğunu bir araya getirecek çevrimiçi bir uluslararası konferans düzenleyeceğimizi duyuruyoruz.
Ana Konu Başlıkları
- Küresel Güç Mücadelesinde Avrasya Jeopolitiğinin ve Türk Dünyasının Önemi
- Afganistan Merkezli Gelişmelerin Yansımaları
- Bölgesel Güvenlik Sorunları
- Enerji ve Ticaret Rotalarının Güvenliği
- Bölgesel Sorunlar, Tehditler ve İstikrarsızlık Unsurları
- Radikalleşme ve Terörizm
- Bölgesel ve Küresel Aktörlerin Beklentileri ve Yaklaşımları
- Bölgesel İşbirliğinin Önemi ve Fırsatları
- Kuşak-Yol Girişimi ve Yeni Ticaret Yollarının Oluşturulması
- Mevcut Entegrasyon Denemeleri ve Olası Entegrasyon Seçenekleri
- Bölgesel ve Küresel İstikrar Arayışında Türk Keneşi’nin Rolü ve Geleceği
- Ortak Bir Gelecek İçin Nasıl Bir Yol Haritası?
Önemli Tarihler
- Özet Gönderim Tarihi (İsteğe Bağlı): 15.10.2021
- Kabul Edilen Bildirilerin Duyurulması: 25.10.2021
- Konferans Programının İlanı: 01.11.2021
- Konferans Tarihi: 06.11.2021
- Tam Metin Gönderim Tarihi: 30.11.2021