Afganistan’ın büyük bir bölümünü ele geçiren Taliban, ülkenin kuzeyine yönelik saldırılar düzenlemeye devam etmektedir. Söz konusu ülkenin kuzey komşusu olan Tacikistan ise yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilenmektedir. Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ın konuya dair kaygılarını dile getirmesinin ardından Moskova yönetimi çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Bu anlamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Tacik mevkidaşıyla görüşerek Tacikistan-Afganistan sınırına askeri destek vereceklerini açıklamıştır. Mevzubahis durum ise akıllara “Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan’dan çekilmesiyle oluşacak güç boşluğunu Rusya mı dolduracak?” sorusunu getirmiştir.
Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Rusya’nın Tacikistan’a asker gönderme kararının ne anlama geldiğini ve bölgeye yansımalarını alanının önde gelen uzmanlarından alınan görüşler doğrultusunda dikkatlerinize sunmaktadır.
Güler KALAY (ANKASAM Uluslararası İlişkiler Uzmanı)
Konuya dair yaptığı değerlendirmede ANKASAM Uluslararası İlişkiler Uzmanı Güler Kalay, “Taliban’ın ilerleyişi Tacikistan’da bazı endişelere sebebiyet vermektedir. Tacik-Afgan sınırındaki durum, Rusya’nın da tehdit algısına da konu olmaktadır.” açıklamasını yaptı.
Kalay, “Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Afganistan’daki iç savaşın yeniden başlayacağını düşünmektedir. Buna bağlı olarak Şoygu, ‘Afganistan’daki durumun gelişimi hem komşu ülkelerin hem de uluslararası kuruluşların yakından ilgilenmesini gerektiriyor.’ demişti. Bu anlamda ittifak güçlerinin geri çekilmesi, radikalleşme ve şiddetin komşu ülkelere yayılmasına ve kitlesel göçe yol açabilir.” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Taliban’dan ziyade terör örgütü Devletü’l Irak ve’ş Şam’ın (DEAŞ) Afganistan topraklarında varlık gösterip göstermemesiyle ilgilendiğini belirten Kalay, “Moskova, DEAŞ’ın hareket alanını genişletmek için Afganistan’daki durumdan yararlanmaya çalıştığını düşünmektedir.” yorumunda bulundu.
Sahadaki duruma dikkat çeken Kalay, “Taliban, Afganistan’ın kuzeyinde son birkaç hafta içinde onlarca ilçenin yanı sıra Tacikistan sınırının bazı bölümlerini (toplam uzunluğu yaklaşık 1,3 bin km) kontrol altına almıştır. Taliban’ın ülkenin kuzeyindeki ilerlemesiyle Afgan Ordusu’na bağlı askerlerin Tacikistan sınırına geçtikleri görülmüştür. Bu durum, radikalleşmenin Orta Asya ve oradan da Rusya’ya sirayet etmesi riskini barındırdığı için Moskova açısından kaygı vericidir.” dedi.
Kalay, “Taliban, gücünü göstererek Afganistan’ın dış dünyayla bağlantı kurmasını sağlayan en önemli ticaret yollarını kontrol altına almaktadır. Hatırlanacağı üzere Taliban, 2015 ve 2016 yıllarında Kunduz şehrini ve Tacikistan sınırındaki diğer yerleşim yerlerini ele geçirmişti. Sherkhan-Bandar geçişi, Afganistan ile Orta Asya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri arasında önemli bir geçiş noktasıdır. Bu durum, bölge devletlerinin Taliban’la müzakerede bulunmasını zorunluluk haline getirmektedir. Nitekim 9 Temmuz 2021 tarihinde Moskova’da Taliban Temsilcisi Mavlyavi S. Delawar ile Rusya Devlet Başkanı’nın Afganistan Özel Elçisi Zamir Kabulov arasında bir görüşme gerçekleşmiştir. Bu da durumun ciddiyetini açıklamak için yeterlidir. Rus tarafı, gerginliğin Afganistan dışına yayılmasını önlemek için çağrıda bulunmuştur. Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Taliban’dan Orta Asya devletlerinin sınırlarının ihlal edilmeyeceğine dair garantiler alındığı belirtilmiştir” yorumunu yaptı.
Diğer yandan Taliban’ın Rusya ve diğer ülkelerle gerçekleştirdiği görüşmeler yoluyla kendi meşruiyetini kabul ettirmeye çalıştığını vurgulayan Kalay, “Taliban’ın ziyaretlerini, uluslararası alanda diplomatik faaliyetler olarak tanımlamak mümkündür. Taliban’ın hedefi şu anda sadece Afganistan iç siyasetinde etkin bir aktör olmak değil; aynı zamanda uluslararası alanda varlık göstermektir.” açıklamasını yaptı.
Son olarak Kalay, “Öte yandan Putin, Rahman’la yaptığı telefon görüşmesinde Rusya’nın Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) çerçevesinde Duşanbe’ye yardım sağlamaya hazır olduğunu bildirmişti. Bu nedenle Taliban, verdikleri garanti çerçevesinde sınır ihlali yapmamaya özen gösterecektir.” ifadeleriyle değerlendirmelerini sonlandırdı.
Prof. Dr. Ali ASKER (Karabük Üniversitesi-Uluslararası İlişkiler Bölümü)
Prof. Dr. Ali Asker, Rus Ordusu’nun Afganistan’a girmesinin söz konusu olmadığını belirterek “Rusya’nın eskiden beri Tacikistan’da bir askeri üssü bulunmaktadır. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da bahsi geçen bölgede Rus Ordusu’nun etkinliği devam etmiştir. Zira Moskova, Sovyetler Birliği döneminde Tacikistan’da bulunan 201. Motorize Tümeni bünyesinde yeni bir askeri üs oluşturmuştur.” açıklamasını yaptı.
Rusların Tacikistan’daki üsse askeri takviye yapma konusunu gündeme getirdiğini ifade eden Asker, “ABD’nin Afganistan’dan çekileceğine dair istihbarat alındığından beri bu konu konuşulmaktadır. Özellikle hava savunma sistemlerinin geliştirilmesi, gündemdeki yerini almıştır. Buradaki mevcut asker sayısı yaklaşık 6.000’dir. Afganistan-Tacikistan sınırının 1.344 km uzunluğunda olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Bu yüzden de söz konusu ülkedeki gelişmelerden en kolay etkilenecek aktör Tacikistan’dır. Ayrıca Türkmenistan da Afganistan sınırı hasebiyle tehdit algılamaktadır. Dahası Özbekistan da radikalleşme bağlamında tehdit altındadır. Üstelik çok önemli bir husus da Türkmenistan’dan farklı olarak Tacikistan’da ve Özbekistan’da uyuyan radikal hücreler konusudur. Zira yaşanacak gelişmeler neticesinde bu hücreler harekete geçebilir. Çünkü ABD Ordusu’nun bölgeden çekilmesine paralel olarak iç savaş olasılığı artmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Asker, “Taliban’ın Tacikistan sınırını geçeceğini düşünmüyorum. Onlar planlarını Afganistan’ın içerisinde gerçekleştirmeye çalışacaklardır. Çünkü Taliban, yapacağı bir sınır ihlalinde Rusya’yı karşısında bulabilir. Dahası bu konuda Çin’in de devreye girme ihtimali vardır. Yani Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) çerçevesinde bir ortak eylem planı gündeme gelebilir. Bununla birlikte Tacikistan ile Rusya arasında bir askeri işbirliği anlaşması vardır ve mevzubahis anlaşma, 2042 yılına kadar uzatılmıştır. Buna ek olarak iki ülke Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) üyesidir. Rusya, bölgede yapacağı müdahalelerde KGAÖ’yü de kullanabilir.” dedi.
Afgan askerlerinin yaşanan gelişmelerin ardından ülkelerini hızlı bir şekilde terk ettiklerini hatırlatan Asker, “Şu ana kadar Afganistan’dan yapılan açıklamalara göre, 2.300 civarında asker Tacikistan ve Özbekistan’a geçmiştir. En son Tacikistan’a sığınan Afgan Ordusu mensuplarının sayısı 300’dü. Olaylar gittikçe şiddetlenmektedir. Gelişmelerin bölge ülkeleri üzerindeki etkilerini ise orta vadede göreceğiz.” diyerek değerlendirmelerini sonlandırdı.
Dr. Erdoğan KARAKUŞ (Emekli Korgeneral)
Konuya dair yaptığı değerlendirmede Emekli Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş, “Rusya’nın Tacikistan’da hava üssü ve kara birliği bulunmaktadır. Rusya, Tacikistan, Kazakistan ve Kırgızistan KGAÖ’ye üyedir. Bu nedenle Moskova, Afganistan merkezli gelişmeleri bahane ederek Tacikistan’a kuvvet yığmaktadır. Fakat Rusya’nın burada bir barış gücü kurması oldukça zordur. Ancak yine de müdahalede bulunmak için fırsat kolladığı görülmektedir.” ifadelerini kullandı.
Karakuş, “Türkiye’nin Afganistan’da yer alması gerekmektedir. Çünkü Afganistan’da uyuşturucu üretilmekte ve nihayetinde bu uyuşturucu, terör örgütü PKK’ya teslim edilmektedir. PKK da uyuşturucuyu Avrupa’da pazarlamaktadır. Bilindiği üzere, bahsi geçen terör örgütünün en büyük geliri uyuşturucudur. Dolayısıyla PKK’nın bu geliri mutlaka kesilmelidir. Bölgede niçin bulunmamız gerektiği sorusuna verilebilecek en önemli cevaplarından biri de budur. Çünkü konu, Türkiye’nin ulusal güvenliğiyle ilişkilidir.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Said Sabir İBRAHİMİ (Uluslararası İşbirliği Merkezi Geçici Üyesi/New York Üniversitesi)
Konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede Said Sabir İbrahimi, “Duşanbe yönetimi, Afganistan sınırına 20.000 asker konuşlandırmıştır. Taliban’ın ilerleyişine paralel olarak yaklaşık 1.000 Afgan Ulusal Savunma ve Güvenlik Gücü’nün Tacikistan’a sığındığı görülmüştür. Duşanbe ise Taliban’ın ilerlemesinden endişelidir. Bu yüzden de KGAÖ’den yardım istemiştir. Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan, Rusya, Tacikistan ve Özbekistan mevzubahis örgüte üyedir. Daha da önemlisi Tacikistan, müttefiki olan Rusya’dan askeri yardım talep etmiştir.” ifadelerini kullandı.
İbrahimi, “Yaklaşık 6.000 Rus askeri Tacikistan’da bulunmaktadır. Aktarılan bilgilere göre bu askerler, isyanla mücadele ve silahlı gruplar tarafından gerçekleştirilen yasadışı sınır ötesi faaliyetler için hazırlanmaktadırlar. Hem Rusya hem de Tacikistan, Afganistan merkezli şiddetin ülkelerine yayılma ihtimalinden korkmaktadır. Zira Özbekistan ve Tacikistan’daki bazı radikal hareketlerin terör örgütü El Kaide’nin yanı sıra Taliban’la da ilişkileri vardır. Özellikle de Tacikistan, yaşanan gelişmelerin radikal dini gruplar için ilham kaynağı olmasından çekinmektedir. Bununla birlikte Afganistan Hükümeti de Orta Asya devletleri ve Rusya’dan yardım istemiştir. Örneğin Kabil ile Nur-Sultan arasında Afganistan’ın savunma kabiliyetlerini artırmayı amaçlayan bir güvenlik anlaşması imzalanmıştır. Ancak gelinen noktada Rus Ordusu’nun ya da barış güçlerinin Afganistan’a girmesi ihtimal dahilinde değildir.” açıklamasında bulundu.
Afganistan’daki son durumu değerlendiren İbrahimi, “Taliban hızla ilerlemektedir. Bölgedeki birçok aktör, Amerikalıların Afganistan’dan çıkmasını istemiştir. Artık ABD dışarıda olduğuna göre, bölge devletleri devreye girmeli ve ülkeyi istikrara kavuşturmalıdır. Afganistan’ın savaşı sadece Afganlar arasındaki bir iç çatışma değildir. Oyunda birçok dış faktör vardır.” şeklinde konuştu.
Mehmet KIVANÇ (Gazeteci-CRI Türk)
Rusya’nın yurtdışındaki en büyük askeri üssünün Tacikistan’da yer aldığını hatırlatan Gazeteci Mehmet Kıvanç, “6.000 civarında Rus personelin görev yaptığı 201. Motorize Tümeni’nin bulunduğu üssün kullanım süresi 2012 yılında yapılan anlaşmayla 2042 senesine kadar uzatılmıştır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, o dönem yaptığı açıklamada ABD ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) kuvvetleri çekilirken, Rusya’nın burada uzun vadeli üsse sahip olmasının önemine dikkat çekmişti. Dolayısıyla 2021 yılına sarkan NATO ve ABD’nin çekilme sürecinin ilk adımı 2014 senesinde atılmıştı.” ifadesini kullandı.
Kıvanç, “Eski Sovyet coğrafyasında yer alan ve Afganistan’la uzun bir sınır hattını paylaşan Tacikistan, Rusya’nın uzun erimli güvenlik stratejisinin bir parçasıdır. KGAÖ’ye de üye olan Tacikistan’ın güvenliği konusunda Rusya, tereddütsüz adımlar atabilecek askeri ve siyasi kapasiteye sahiptir.” yorumunda bulundu.
Moskova’nın Tacikistan’ın güney komşusu olan Afganistan’daki kaosa duyarsız kalmasının mümkün olmadığını dile getiren Kıvanç, “Zira Afganistan, Rusya’nın birinci derecede tehdit gördüğü DEAŞ ve türevi örgütlere ev sahipliği yapma potansiyeline sahiptir. Moskova, bu tür yapıların Afganistan’da alan kazanıp Rusya’ya tehdit oluşturmaması için elinden geleni yapacaktır. Yani Arap Baharı’nın yıktığı ülkelerdeki radikal yapıların Afganistan’a taşınarak Asya’nın istikrarını tehdit eden bir konuma gelmesi, Kuşak-Yol Projesi kapsamında ileri derecede işbirliğine giren Rusya, Çin ve Pakistan’ın çıkarlarına aykırıdır. Bu olasılık ve belirsizlik ise Afganistan’a yeniden müdahale senaryolarına kapı aralamaktadır.” söyleminde bulundu.
Son dönemde Taliban’ın meşru muhatap haline geldiğini vurgulayan Kıvanç, “Taliban, geçtiğimiz ay içinde Rus, İranlı ve Çinli yetkililerle çeşitli platformlarda bir araya gelmiştir. Moskova’ya ‘DEAŞ’a izin vermeyeceğiz’ mesajını ileten Taliban’ın kurmay heyeti, Pekin’e de ayrılıkçı hareketler bağlamında güvence vermiştir. Çin’i Afganistan’a yatırım yapmaya çağıran Taliban, Moskova-Pekin-Tahran hattında güç toplamıştır. Masaya istediğini alacak şekilde güçlü oturmaya çalışan Taliban, dış muhataplarla gerçekleştirdiği görüşmeler vesilesiyle meşruluk sorununu çözmeyi öncelemektedir.” ifadelerini kullandı.
Son olarak Kıvanç, “Rusya’nın Afganistan’daki taraflarla diyalog halinde kalarak güvenlik kaygılarını çözmeyi birinci planda tuttuğu görülmektedir. Aynı değerlendirme, Pakistan için de yapılabilir. Rusya’nın Tacikistan’daki askeri varlığını arttırarak iç savaş gibi senaryolara 2012 senesinden beri hazırlık yaptığı söylenebilir. Ancak Azerbaycan’dakine benzer biçimde ‘barış gücü’ misyonu, Rusya’nın Afganistan’da tek başına alabileceği bir risk değildir.” sözleriyle değerlendirmelerini tamamladı.