Tarih:

Paylaş:

Fransa/Avrupa’da OHAL mi?

Benzer İçerikler

Fransa’da 17 Kasım 2018 tarihinde ekonomik gerekçelerle başlayan Sarı Yelekliler’in eylemleri siyasal bir boyut kazanarak hızla şiddetlendi. Dört haftadır süren gösterilerde emniyet güçleri ve protestocular arasında çıkan çatışmalar sonucu 5 bine yakın kişi gözaltına alınırken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, uluslararası kamuoyunda tepki çeken olaylar karşısında harekete geçti ve Sarı Yelekliler’in temsilcileriyle Elysee Sarayı’nda bir araya geldi. Görüşmenin ardından açıklama yapan Macron, geri adım atarak sorumluluğu kabul etti. “Aday olurken söylediklerimi unutmadım.” diyen Cumhurbaşkanı, protestocuların talepleri doğrultusunda aldığı tedbirleri açıkladı. Bu kapsamda Macron, ekonomik ve sosyal bir Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edeceğini sözlerine ekledi.

Bu bağlamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Macron’un aldığı tedbirlerin Sarı Yelekliler’in talepleri karşısında bir çözüm oluşturup oluşturmayacağını tartışmaya açarak alanının önde gelen uzman ve akademisyenlerinin görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.

Prof. Dr. Mustafa Nail ALKAN (ANKASAM Avrupa Birliği Danışmanı)

Prof. Dr. Mustafa Nail Alkan, Fransa Başbakanı Edouard Philippe’in 6 ay süreyle zamları erteleyeceğini açıklamasına rağmen Sarı Yelekliler’in eylemlerine devam ettiğini hatırlatarak Macron’un zor günler geçirdiğini dile getirdi. Fransa’da insanların 400-500 avroyla geçinmeye çalıştığını ancak bunu başaramadığını kaydeden Alkan, “Her yer Paris gibi değil. Refah düzeyi gerçekten kötü. İnsanlar süreç içinde ‘ülke bir İtalya bir Yunanistan gibi mi olacak?’ diye düşünmeye başladı.” açıklamasında bulundu. Alkan, Macron’un konuşmasında kendini kurtarmaya çalıştığını belirterek OHAL’in sorunlar üzerindeki etkisinin zamanla belli olacağını söyledi. Avrupa’da Noel’in yaklaşması, barış ve dostluk gibi manevi değerlerin yeniden yükselmesiyle Sarı Yeleklilerin eylemlerini durduracağı öngörüsünde bulunan Alkan, “Ama ocak ayından sonra yeniden insanlar hareketlenecektir. Macron’un acilen toplumu rahatlatıcı çözümler bulması lazım.” dedi.

Ayrıca Alkan, söz konusu olayların bir tek Fransa’yla sınırlı kalmadığını ve Hollanda ve Belçika’da da yürüyüşler yapıldığına dikkat çekerek gösterilerin tüm Avrupa’ya yayılabileceği uyarısında bulundu. Böyle bir durumda istifaların da gündeme gelebileceğini vurgulayan Alkan, “Macron’un somut bir şey yapması gerekir. Hatta gelecek seçimlerde Fransa Cumhurbaşkanı’nın karşısına milliyetçi parti lideri Marine Le Pen çıkarsa ve Macron’un söylediklerini Le Pen söylerse, seçimlerde aşırı sağcılar Cumhurbaşkanlığını da Başbakanlığı da alır.” sözlerini kaydetti. Bu bağlamda Alkan, aşırı sağcı partilerin popülist söylemleri kullanarak seçimlerde oylarını arttırabileceklerini ifade etti.

Dr. Öğr. Üyesi Ali Onur ÖZÇELİK (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi-Uluslararası İlişkiler)

Dr. Öğr. Üyesi Ali Onur Özçelik, Fransa Cumhurbaşkanı’nın çok düşük bir oyla siyasete girdiğini dile getirdi. Henüz kendisini kanıtlamadan ve Fransa için bir vizyon oluşturmadan yapmış olduğu riskli politika davranışlarının toplum tabanında bir tedirginlik yaratmaya başladığını söyleyen Özçelik, “Sarı Yeleklilerin protestoları, Macron’un Fransız siyasetinde yeni ve tecrübesiz olduğunun açık bir göstergesidir.” ifadesinde bulundu. Fransa Cumhurbaşkanı’nın daha çok fabrikatör ve burjuvaların ihtiyaçlarına cevap verdiğini ancak tabanın ihtiyaçlarını görmezden geldiğini belirten Özçelik, ayaklanan grubu orta sınıfın bir alt sınıfı olarak tanımladı. Sözlerinin devamında Özçelik, “Bu grup araba alacak kadar zengin ancak arabaya yakıt alamayacak kadar fakirdir. Diğer taraftan radikal sol ve sağdan kişilerin yer aldığı heterojen bir gruptur. Entelektüel sol ise bu konuda şerh koyarak göstericilerin pragmatik yaklaştıklarını ve aslında eylemcilerin toplum sorunlarıyla hiçbir şekilde ilgilenmediklerini dile getirdiler. Sadece kendi çıkarlarını ilgilendiren bir meselede ayaklandıklarını ve aslında şımarıklık yaptıklarını söylediler.” değerlendirmesinde bulundu.

Özçelik, Fransız toplumunun Macron’a söz konusu politikalarından geri dönmesine yönelik çağrıda bulunduğunu ve bu bağlamda da Cumhurbaşkanı’nın hatasını kabul ettiğini belirterek “Sert tepkiler, polis şiddeti ve Şanzelize’deki olayların basına yansımasının yanı sıra Fransa’nın da Avrupa Birliği’nden (AB) çıkması şeklinde bir talep de ifade edilince Macron sessiz kalmayı göze alamadı. Dolayısıyla attığı geri adımla kendi politikalarının arkasında duramayan bir siyasetçi izlenimi oluşturdu.” dedi. Macron’un siyasi arenadaki meşruiyetinin şu anda sorgulandığına dikkat çeken Özçelik, “Cumhurbaşkanı’nın Sarı Yelekliler’in isteklerine yönelik bir kapı aralaması ciddi anlamda siyasi bir krizle karşı karşıya kalacağını göstermektedir. Çünkü bu talepler, bugün akaryakıt fiyatlarıyla başlasa da ilerleyen dönemde toplum, daha başka konularda istediklerini almak için ayaklanmayı alışkanlık haline dönüştürebilir.” diye konuştu. Özçelik, son alınan tedbirlerle en azından bir kesimin isteklerinin karşılandığını kaydetti ve özellikle gettolarda yaşayan, mülteci konumunda bulunan, kimlik sıkıntısı çeken ve müracaat edebilecekleri bir yer bulamayan insanların da problemleri olacağını dile getirerek Macron’un buna yönelik testlerle de karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.

Umut ARIK (Emekli Büyükelçi)

Umut Arık, öncelikle bunun sosyo-ekonomik bir OHAL olmayacağını ve alınacak tedbirlerin bilinen OHAL tedbirlerini kapsayacağını ifade ederek Macron’un tepki çekmemek için böyle bir adım attığını kaydetti. Ayrıca söz konusu tedbirlerin nasıl bir sonuç vereceğinin iyi değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Arık, “2 bin avro civarında maaş alan vatandaşların hayat standartlarını Batı Avrupa’da devam ettirip ettiremeyeceği konusunda Fransa’da yapılacak bir değerlendirme, tedbirlerin işe yarayıp yaramadığını ortaya çıkaracaktır. Bugün 2 bin avroyla Fransa’da kimsenin geçinebileceğini sanmıyorum.” sözlerini kaydetti. Arık, göçmenlerin yanı sıra Fransız vatandaşlarının da yaşam sıkıntısı çektiğini belirterek özellikle Sarı Yeleklilerin gösterilerinde pankartlarda “Frexit” işaretlerinin yer almasına dikkat çekti. Sözlerinin devamında Emekli Büyükelçi, “Bu durum Fransa’nın Almanya kontrolündeki bir AB’den duyduğu sıkıntının sosyal açıdan göstergesidir ve AB bakımından da bir sarsıntı alametidir. Benzer şekilde Almanya’da Şansölye Angela Merkel’in iktidardan çekilmesi ve yerine gelen kişinin başbakanlık yapıp yapamayacağı hususunda uzun müzakerelerin öngörülmesi, AB içinde de bir sarsıntının olduğunun açık delilidir.” açıklamasında bulundu.

Arık, Fransa’daki Sarı Yelekliler hareketinin sadece Fransa’daki bir hareketi ifade etmediğini, Almanya’da da sarı yelek giyilmese dahi Merkel’in çekilmesine neden olacak bir durumun ortaya çıktığını belirtti. Bunlara ek olarak Brüksel ve İtalya arasında bütçe görüşmeleri bakımından AB kurallarına uyma konusunda bir sıkıntı olduğuna işaret eden Arık, “Ayrıca Belçika, Hollanda ve İspanya’da da olaylar patlak vermiştir. Biz burada sadece 68 Hareketi’ne benzer bir hareket görmüyoruz. AB’nin çöküşünü görüyoruz.  Bu noktada Türkiye de AB’de olan büyük değişime karşı gözünü kapatmamalı ve gelişmeleri dikkatle incelemelidir.” diye konuştu.

Beyazıt CEBECİ (İhlas Haber Ajansı Ankara Haber Müdürü)

Beyazıt Cebeci, Macron’un çözüm önerilerinin göstericileri tatmin etmeyeceğini dile getirerek söz konusu protestoların AB Ordusu kurulması meselesiyle bağlantılı olduğunu kaydetti. Dolayısıyla AB Ordusu fikrinden vazgeçilmediği sürece protestoların ve çatışmaların süreceğini ifade eden Cebeci, ekonomik sebeplerin olayların görünen yüzü olduğunu vurguladı. Öte yandan gösterilerin gerçekten ekonomik temelli olma ihtimalini de değerlendiren Cebeci, tarafların yeniden masaya oturabileceğini ve protestoların bir noktada sonlanacağını söyledi. Ayrıca Cebeci şu an Macron’un istifa etmeyi düşünmediğini ama olayların şiddetlenmesi halinde Fransa Cumhurbaşkanı’nın görevi bırakmak zorunda kalacağını belirtti.