Tarih:

Paylaş:

Çin’in Enerji Güvenliğinde Türkmenistan’ın Yeri

Benzer İçerikler

Çin Halk Cumhuriyeti’nin ekonomik anlamda kalkınması, Pekin’i uluslararası politikada önemli bir güce dönüştürmektedir. Jeopolitik anlamda Çin’in yükselmesi doğal olarak Pekin’in Washington ile rekabete girmesi anlamına gelmektedir. İlk aşamada ekonomik temelde başlayan bu rekabet ilerleyen dönemde siyasal ve hatta askeri boyut da kazanabilir. Böyle bir ihtimali göz önünde bulunduran iki ülke kendi stratejilerini geliştirmektedir. Bu rekabette Çin’in en zayıf noktası enerji konusunda yurtdışına bağımlılığı, diğer bir ifadeyle enerji güvenliğidir.

Pekin ülkenin ekonomik yönden kalkınması için gereken enerji ihtiyacını İran başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden deniz yoluyla karşılamaktadır. Ancak ABD’nin denizlerdeki üstünlüğü ve Güneydoğu Asya kıyıları boyunca uzanan müttefiklerinden dolayı Washington’ın her zaman Çin’in deniz ticaretini tehlikeye atma ihtimali vardır. Bu nedenle Çin, Avrasya kıtasının içinden geçen ticaret, ulaştırma ve enerji boru hatlarına önem vermektedir. 2013 yılında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından yayınlanan “Kuşak-Yol Girişimi” projesi bu açıdan önemlidir. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde Çin’i açık bir şekilde tehdit olarak tanımlanması söz konusu projelere ivme kazandırmaktadır. Bu çerçevede kıtanın içinde yer alan ve doğalgaz zengini bir ülke olan Türkmenistan’ın stratejik önemi artmaktadır.

Çin’in enerji güvenliği açısından Türkmenistan’ın ön plana çıkması, Pekin’in enerji talebinin gittikçe artmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Örneğin Çin’in petrol talebi 2005-2015 yılları arasında yıllık ortalama %5,7’lik büyüme oranının ardından 2016 yılında %3,3 oranında büyümüştür. Doğalgaz tüketimi ise 2005-2015 yıllarında %15 iken 2016 yılında %7,7 oranında artmıştır. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, Çin’in gaz talebi 2022 yılına kadar %8,7 oranında artacaktır. Çin’in kendi enerji rezervleri yetersiz olduğu için uluslararası tedarikçilere erişiminin genişlemesi gerekmektedir.[1] Bu açığı kapatmak için Çin, Türkmenistan’a öncelik tanımaktadır.

Pekin’in Aşkabat ile yakın işbirliği kurmasının önemli bir sebebi Türkmenistan’ın tarafsızlık statüsüdür. Bu statü Aşkabat’ın küresel ve bölgesel jeopolitik rekabetten etkilenmeden ekonomik ortaklarıyla daha derin işbirliği geliştirmesine olanak sağlamaktadır. Örneğin, Aşkabat, bölgede siyasal ve askeri alanda etkili olan Rusya’nın dayatmacı politikasına boyun eğmemektedir. Bunun bariz bir örneği, 2010 yılına kadar uzanan Türkmen doğalgaz fiyatlarının geriye dönük revizyonuyla ilgili Türkmenistan-Rusya arasında yaşanan anlaşmazlıktır. Rus doğalgaz şirketi Gazprom, 2015 yılında Aşkabat’ın Rusya’nın doğalgaz tedariki için sadece kısmi ödeme yapmasından şikâyet etmesi üzerine Türkmengaz’a karşı Stockholm Tahkim Mahkemesi’nde 4 milyar avroluk (4,6 milyar ABD doları) dava açmıştır. Akabinde Gazprom, 2015 yılında Türkmenistan’dan yaptığı yıllık ithalatı bir önceki yıla kıyasla 10 milyar metreküpten 2,8 milyar metreküpe kadar düşürmüş ve 2016 yılında tamamen alımlarını durdurmuştur.[2]

24,5 trilyon metre küp doğal gaz rezervine sahip olan Türkmenistan; Rusya, İran ve Katar’dan sonra dünyada 4. sıradadır.[3] Pekin yönetimi bu kaynakların çıkartılması ve Çin’e nakledilmesi için yatırım yapmaktadır. Bugüne kadar Çin, Türkmen gaz sahalarını geliştirmeye çalışırken milyarlarca dolar yatırım yatırmıştır. 2009 yılında Türkmenistan, Galkynysh (Güney Yoloten-Osman) gaz sahasını geliştirmek için Çin Kalkınma Bankası’ndan (CDB) 3 milyar dolarlık bir kredi almış ve iki yıl sonra da 4,1 milyar dolar ilave bir kredi temin etmiştir. Bu arada, Çin Ulusal Petrol Şirketi (CNPC) başkanlığındaki bir konsorsiyum, 2009 yılında Galkynysh gaz sahası için 10 milyar dolarlık bir Üretim Paylaşım Anlaşması (Production Sharing Agreement-PSA) yapma hakkı kazanmıştır. CNPC, aynı zamanda, Samantepe ve Altın Asır gibi çeşitli doğalgaz alanlarını kapsayan Bahtiyarlık gaz sahası için PSA’yı da elinde tutmaktadır.[4] 2017 yılında 8. Uluslararası Doğalgaz Kongre ve Fuarı’na katılan Çin’in CNPC International Türkmenistan Şirketi Genel Müdürü Den Minmin, yaptığı konuşmada Bahtiyarlık bölgesine 7 milyar dolar yatırım yapıldığını açıklamıştır.[5]

Hem Çin’in enerji güvenliği açısından hem de Türkmenistan’ın bağımsızlığını güçlendirmesi ve enerji ihracat ortaklarını çeşitlendirmesi açısından 2009 yılında yaklaşık 7 bin kilometre uzunluğundaki doğalgaz boru hattının açılışı yapılmıştır. Boru hattının 185 kilometresi Türkmenistan, 529 kilometresi Özbekistan, 1300 kilometresi Kazakistan ve yaklaşık 5 bin kilometrelik kısmı da Çin sınırları içinde yer almaktadır. Türkmenistan Bahtiyarlık bölgesindeki altı ayrı sahadan çıkartılan doğal gaz, rafineri tesislerinde işlenmekte ve söz konusu hat üzerinden Çin’e gönderilmektedir. Bahsi geçen doğalgaz bu boru hattı üzerinden 2010 yılında 6 milyar, 2011 yılında 17 milyar, 2012 yılında 22 milyar, 2010 yılında 33 milyar, 2014 yılında 37 milyar ve 2015 yılından itibaren ise yılda yaklaşık 40 milyar metre küp doğalgaz Çin’e ulaştırılmıştır.[6] Boru hattının tam kapasitesiyle çalışmasıyla Türkmenistan, Çin’in bir numaralı doğalgaz tedarikçisi haline gelmiştir.

2016 verilerine göre Çin, boru hattı yoluyla çeşitli ülkelerden yaklaşık 38 milyar metreküp doğalgaz ithal ederken, 34,3 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal etmiştir. Türkmenistan’dan boru hattı ile ithal edilen doğal gaz, 2016 yılında Çin’in toplam ithalatının yaklaşık %77’sini oluşturmuştur.[7] Ancak, Çin-ABD arasındaki ticaret savaşı da Türkmenistan’ın önemini arttırmaktadır. 2018 yılının Eylül ayında Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 300’den fazla Çin malına %25 vergi getirmiştir. Çin bu duruma aynı şekilde cevap vermiştir. Çin’in vergi getirdiği mallar arasında, Amerikan şirketleri tarafından tedarik edilen sıvılaştırılmış doğalgaz da bulunmaktadır. 2018 Ekim ayının başında Çin, ABD’den yaptığı LNG ithalatını tamamen durdurmuştur. Verilere göre, 2017 yılında Çin’in ABD’den 3,6 milyon ton sıvılaştırılmış gaz (4,87 milyar metreküpe eşdeğer) ithal ettiği göz önünde bulundurulursa, Pekin’in bu açığı kapatmak için Aşkabat ile işbirliğini daha da yoğunlaştıracağı öngörülebilir.[8]

Çin’in Türkmen doğalgazına olan ilgisinin artması bölge ülkelerini de harekete geçirmektedir. Jeoekonomik bağlamda Rusya ve İran’ın, Türkmenistan’ın rakibi olduğunu belirtmekte yarar vardır. Nitekim hem Rusya hem de İran doğalgaz üreticileridir. Bu iki ülkeyle kıyaslandığında Türkmenistan’ın dezavantajı uluslararası sulara doğrudan erişiminin olmamasıdır. Bu durumu Rusya ve İran kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktaydı. Moskova ve Tahran, Türkmen doğalgazını ucuz fiyata satın alarak piyasa değerinde satmaktaydı. Çin faktörü nedeniyle Rusya ve Türkmenistan arasında anlaşmazlık yaşanmış ve Rus tarafı 2016 itibarıyla Türkmen doğalgazı alımını durdurmuştur. 2017 yılında Aşkabat-Tahran arasında buna benzer bir sorun yaşanmış ve İran-Türkmenistan arasındaki doğalgaz nakliyatı durdurulmuştur.[9] Buradaki önemli husus şudur ki; Rusya ve İran arasında çıkar uyumu söz konusudur. İki ülke arasında, Türkmenistan tarafını tavize zorlamak için bir mutabakatın olduğunu tahmin edilmektedir. Ancak bu süreçte Aşkabat’ın dik duruşu ve çıkarlarını sonuna kadar savunması, Moskova ve Tahran’ı tutumlarını değiştirmeye zorlamaktadır.

Türkmen doğalgazının Hazar üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasının önündeki en önemli engel olarak değerlendirilen denizin hukuki statüsü sorununda tarafların uzlaşıya vararak 12 Ağustos 2018 tarihinde Aktau Anlaşması’nı imzalamaları, Aşkabat’ın büyük başarısı olarak değerlendirilmelidir. Nitekim Türkmenistan’ın doğalgaz ihracat güzergahlarını çeşitlendirmesi Aşkabat’ın manevra alanını genişletmektedir. Bunun bir yansıması olarak, Rus doğalgaz şirketi Gazprom, Türkmen doğalgaz pazarına geri dönmektedir.[10] Aynı şekilde Türkmenistan hükümetinin Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPI) projesi üzerindeki aktif çalışması somut sonuçlar vermeye başlamıştır. Uluslararası bir projenin inşası halihazırda Türkmenistan’da ve Afganistan’da paralel olarak yürütülmektedir. Pakistan’da, tüm mühendislik ve araştırma işleri tamamlanmış olup, sadece inşaat için ihalede olan inşaat yüklenicisini belirlemek gerekmektedir.[11]

Sonuç olarak Pekin’in Türkmenistan doğalgazına yönelik politikası Aşkabat’ın bölgedeki stratejik öneminin artmasına sebep olmaktadır.[12] Türkmenistan artık Doğu (Çin’e giden Trans-Asya hattı), Batı (Avrupa’ya giden Trans-Hazar), Kuzey (Rusya) ve Güney’e (İran’a giden Güney hattı veya Hindistan’a giden TAPI projesi) enerji nakletmekle ilgili bütün projelerde etkin rol oynamaktadır. Bu durumun ülkenin ekonomisine yansıyacağı ve Türkmenlerin refah seviyesinin artacağını öngörmek mümkündür. Son tahlilde Türkmenistan sadece Çin’in enerji güvenliği açısından değil, bölge jeopolitiğinde de kilit ülke konumuna yükselecektir.


[1] Gary Sands, “China Striving to Boost Energy Imports from Turkmenistan”, Eurasianet, 24 Kasım 2017, https://eurasianet.org/china-striving-to-boost-energy-imports-from-turkmenistan, (Erişim Tarihi: 26.11.2018).

[2] Michael Lelyveld, “China May Face Competition For Turkmen Gas”, Radio Free Asia, 29 Ekim 2018, https://www.rfa.org/english/commentaries/energy_watch/china-may-face-competition-for-turkmen-gas-10292018102513.html, (Erişim Tarihi: 26.11.2018).

[3] Canat Mominkulov, “Çin ve Türkmenistan’ın Enerji İlişkileri”, ORSAM, 11 Nisan 2013, http://orsam.org.tr/tr/cin-ve-turkmenistan-in-enerji-iliskileri/, (Erişim Tarihi: 26.11.2018).

[4] Sands, a.g.m.

[5] “Çin Petrol Şirketinden Türkmenistan’a 7 Milyar Dolarlık Yatırım”, Anavatan Türkmenistan, 26 Mayıs 2017, http://www.atavatan-turkmenistan.com/news_details.php?news_id=NzYx, (Erişim Tarihi: 26.11.2018).

[6] “Türkmenistan-Çin Doğalgaz Boru Hattı Açıldı”, Dünya, 14 Aralık 2009, https://www.dunya.com/gundem/turkmenistan-cin-dogalgaz-boru-hatti-acildi-haberi-994376, (Erişim Tarihi: 26.11.2018).

[7] Sands, a.g.m.

[8] “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Türkmen Gazının Alımı İçin Yeni Şartları Sunması Gerekiyor”, Aksu Gazete, 23 Kasım 2018, http://www.aksugazetesi.com/Haber/cin-halk-cumhuriyetinin-turkmen-gazinin-alimi-icin-yeni-sartlari-sunmasi-gerekiyor.html, (Erişim Tarihi: 26.11.2018).

[9] Sanket Sudhır Kulkarnı, “Why Iran And Turkmenistan Need To Solve Their Gas Dispute Amicably”, Observer Research Foundation, 22 Kasım 2018, https://www.orfonline.org/expert-speak/why-iran-and-turkmenistan-need-to-solve-their-gas-dispute-amicably-45677/, (Erişim Tarihi: 26.11.2018).

[10] Lelyveld, a.g.m.

[11] “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Türkmen Gazının Alımı İçin Yeni Şartları Sunması Gerekiyor”, a.g.m.

[12] Catherine Putz, “Central Asia Gassing Up China”, Diplomat, 7 Kasım 2018, https://thediplomat.com/2018/11/central-asia-gassing-up-china/, (Erişim Tarihi: 26.11.2018).