Analiz

Güney Kore-Afrika Zirvesi ve İlişkilerin Geleceği

48 Afrika ülkesinin katılımı, bu zirvenin ikili ve çok taraflı ilişkileri güçlendirmedeki önemini göstermektedir.
Güney Kore’nin yeşil teknoloji ve enerji verimliliği konusundaki deneyimi, Afrika’nın sürdürülebilir bir enerji geleceğine geçişine önemli ve kayda değer bir destek sağlayabilir.
Kore-Afrika Zirvesi’nin göstereceği başarı veya atılacak olumlu adımlar, diğer uluslar ve bölgeler için de bir emsal teşkil edebilir, daha birbirine bağlı ve işbirliği içinde bir küresel topluluğun oluşmasına katkı sağlayabilir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

4-5 Haziran 2024 tarihlerinde Güney Kore’nin başkenti Seul’de “Birlikte Yarattığımız Gelecek: Ortak Büyüme, Sürdürülebilirlik ve Dayanışma”[1] temasıyla düzenlenen 1. Kore-Afrika Zirvesi, Güney Kore ile Afrika kıtası arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olabilir. Yapılan bu zirve bir ilk niteliği taşımanın yanında ticaret, yatırım, sağlık ve teknoloji gibi çeşitli sektörlerde işbirliğini artırmayı hedefleyerek sürdürülebilir kalkınma ve ortak büyüme taahhüdünü yansıtmaktadır.

Afrika kıtası, küresel ölçekte önemli minerallerin yaklaşık yüzde 30’una sahiptir ve bu nedenle Afrika ülkeleriyle kurulacak ortaklıklar büyük önem taşımaktadır. Bu minvalde Güney Kore, Hindistan, Japonya, Birleşik Arap Emirlikleri ve İran gibi diğer bölgesel aktörler de Afrika’yla yakından ilgilenmekte ve pazardan payını alma arzusunu taşımaktadır.

Söz konusu zirve, iki bölge arasındaki ekonomik ilişkileri teşvik etmek amacıyla kurulan Kore-Afrika Ekonomik İşbirliği çerçevesinde düzenlenmektedir. Afrika Kalkınma Bankası (AfDB), Kore’nin Afrika ülkelerine altyapı projeleri ve mali yardım sağlama konusundaki rolünü vurgulamıştır. Örneğin Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol zirvenin ilk gününde 2030 yılına kadar Afrika’ya yönelik kalkınma yardımını 10 milyar dolara çıkaracağını duyurmuştur.[2] Ayrıca Afrika’daki Güney Koreli şirketler için ticaret ve yatırımı teşvik etmek amacıyla 14 milyar dolarlık ihracat finansmanı sağlama taahhüdünde bulunmuştur.[3]

Güney Kore, endüstriyel altyapı ve dijital dönüşüme yönelik çeşitli ihtiyacı olan, çoğunluğu 25 yaş altındaki 1,4 milyar insanın yaşadığı geniş ve hızla büyüyen bir pazara girmeyi hedeflemektedir. Dünyadaki önemli madenlerin ve minerallerin ciddi oranının yer aldığı kıtada yeni işbirlikleri ve ilişkiler yaratmak isteyen Kore’nin organize ettiği bu zirvenin sonucu esasında hem diğer ülkeler hem de Afrika ülkeleri açısından önemli olacaktır. Zira Afrika hem kıta olarak hem de bölgesel olarak bu yüzyılın en kritik yerlerinden biri konumundadır.

Zirvenin ilk gününde Güney Kore’nin Güney Afrika ve Uganda nezdindeki eski büyükelçisi Park Jong-dae, yaptığı konuşmada, Batı ve Çin’in kalkınma modellerinin Afrika ülkelerinde başarısız olduğunu ve Güney Kore’nin değerli bir alternatif yol sunduğunu ifade etmiştir. Bu durum aslında Güney Kore’nin Çin ve Batı’ya bir alternatif olması arzusunda olduğunu ve Afrika’yla ilişkilerini ve işbirliklerini geliştirme noktasında daha fazla adım atmakta kararlı olduklarını da göstermektedir.

48 Afrika ülkesinin katılımı, bu zirvenin ikili ve çok taraflı ilişkileri güçlendirmedeki önemini göstermektedir. Ayrıca bu 48 ülkeden 33’ü zirveye başkan veya başbakan düzeyinde katılmıştır. Dolayısıyla kıtadaki ülkelerin yarıdan fazlasının en üst düzey katılım göstermesi, esasında Seul’le ilişkileri geliştirme noktasında istekli olduklarının birer göstergesidir.

Zirvenin ana temalarından biri, ticaret ve yatırımın teşvik edilmesidir. Güney Kore, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Alanı girişiminde büyük bir potansiyel görmektedir ve bu girişim, Afrika içi ticareti artırmayı ve yabancı yatırımı çekmeyi hedeflemektedir. Güney Koreli şirketler, Afrika’nın zengin doğal kaynakları ve büyüyen tüketici pazarı sayesinde imalat, tarım ve teknoloji gibi sektörlerde fırsatlar keşfetmeye heveslidir.

Öte yandan Başkan Yoon, zirve oturumları arasında 25 liderle birebir görüşmeler gerçekleştirmiştir. Yoon, Tanzanya ve Etiyopya liderleri ile zirve öncesi yaptıkları görüşmelerde çeşitli alanlarda anlaşmalar da imzalamıştır. Tanzanya’yla imzalanan anlaşma 2,5 milyar dolarlık imtiyazlı kredi karşılığında okyanus kaynaklarının bulunması ve işletilmesi ile nikel, lityum ve grafit gibi kritik madenlerin çıkarılmasını kapsamaktadır. Etiyopya’yla olan anlaşma ise 1 milyar dolarlık finansman sağlama niteliğinde olup altyapı, sağlık, bilim ve teknoloji ve kentsel gelişim hususlarını içermektedir.[4] Buna ek olarak Kenya Devlet Başkanı William Ruto da Güney Kore’nin kendilerine 485 milyon dolarlık imtiyazlı kalkınma fonu sağlayacağını açıklamıştır. Bu anlaşmalar, Kore’nin kıtadaki nüfuzunu ve pazar payını artırma gayesi güttüğünün açık bir örneğidir.

Ayrıca, zirve halklar arası değişimleri ve kültürel bağları genişletmeyi de hedeflemektedir. Eğitim işbirlikleri, burslar ve öğrenci değişim programları gibi girişimler karşılıklı anlayışı ve uzun vadeli ortaklıkları teşvik edecektir. Güney Kore’nin kamu diplomasisi konusundaki çabaları, birçok Afrika ülkesi tarafından olumlu karşılanmış olup Kore hükümetinden sürekli diyalog ve destek gördüklerini belirtmişlerdir. Örneğin Güney Kore, Afrika’daki genç nüfusun eğitimi ve öğretimi desteklemeyi amaçlayan “Tech4Africa” girişimini açıklamış ve katılımcı Afrikalı liderler bu girişimi oldukça olumlu karşılamıştır.

Enerji ve iklim değişikliği de zirvenin gündeminde yüksek öncelikli konular arasındadır. Söz konusu zirve esnasında Afrika ülkeleri, “Kore-Afrika Kritik Mineraller Diyaloğu”nu başlatarak iki taraf arasındaki işbirliğini güçlendirecek önemli bir kurumsal temelin atılmasını kabul etmişlerdir. Her iki bölge de yenilenebilir enerji projelerinde ve sürdürülebilir kalkınma uygulamalarında işbirliği yapmaya istekli görünmektedir. Güney Kore’nin yeşil teknoloji ve enerji verimliliği konusundaki deneyimi, Afrika’nın sürdürülebilir bir enerji geleceğine geçişine önemli ve kayda değer bir destek sağlayabilir.

Diğer taraftan çeşitli uluslararası kuruluşların katılımı, zirvenin küresel önemini daha da vurgulamaktadır. Afrika Birliği, AfDB ve kıtada faaliyet gösteren diğer uluslararası finans kuruluşlarının katılımı da Kore-Afrika işbirliğine yönelik bir istek olduğunu göstermektedir. Bu çok paydaşlı yaklaşım, Kore hükümetinin esasında kıtaya yönelik yeni bir politikaya geçişini de ortaya çıkarmaktadır.

Sonuç olarak Güney Kore ve Afrika ülkeleri de sonuçlar ve derinleşen ilişkiler konusunda iyimser görünmektedir. Bu etkinlik, sadece diplomatik bir katılım değil, aynı zamanda taraflar açısından refah, sürdürülebilirlik ve dayanışma için ortak bir geleceğe yönelik taahhüt niteliğinde görülmektedir. Kore-Afrika Zirvesi’nin göstereceği başarı veya atılacak olumlu adımlar, diğer uluslar ve bölgeler için de bir emsal teşkil edebilir, daha birbirine bağlı ve işbirliği içinde bir küresel topluluğun oluşmasına katkı sağlayabilir. Ayrıca söz konusu zirve hem ilk olması hem de tamamlayıcı güçlü yönler ve ortak hedeflerle iki dinamik bölgeyi bir araya getirmesi bakımından uluslararası ilişkilerde önemli bir olay niteliğindedir. Bu zirvede başlatılan işbirliği çabaları, ekonomik büyümeyi tetiklemeyi, kültürel değişimleri artırmayı ve küresel zorluklarla birlikte başa çıkmayı hedefleyerek Kore-Afrika ilişkilerinde yeni bir dönemin yolunu açacaktır.


[1] Kaourou Magassa, “Sommet Corée du Sud-Afrique: une rencontre pour dynamiser les relations politiques et économiques”, RFI, https://www.rfi.fr/fr/afrique/20240604-sommet-corée-du-sud-afrique-une-rencontre-pour-dynamiser-les-relations-politiques-et-économiques, (Erişim Tarihi: 04.06.2024).

[2] Aynı yer.

[3] Aynı yer.

[4] “South Korea agrees to lend billions to Tanzania, Ethiopia”, The East African, https://www.theeastafrican.co.ke/tea/business/south-korea-agrees-to-lend-billions-to-tanzania-ethiopia-4645386, (Erişim Tarihi: 04.06.2024).

Göktuğ ÇALIŞKAN
Göktuğ ÇALIŞKAN
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde lisans eğitimi alan Göktuğ ÇALIŞKAN, aynı süreçte çift ana dal programı kapsamında üniversitenin Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yer alan Uluslararası İlişkiler bölümünde de eğitim görmüştür. 2017 yılında lisans mezuniyetini tamamladıktan sonra Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans programına başlayan Çalışkan, bu programı 2020 yılında başarı ile tamamlamıştır. 2018 yılında ise çift ana dal programı kapsamında eğitim gördüğü Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bursu kapsamında 2017 yılı YLSY programını kazanarak halen Fransa’da dil eğitimi alan Göktuğ Çalışkan aynı zamanda Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisidir. YLSY programı kapsamında Fas'ta Uluslararası Rabat Üniversitesinde Yönetişim ve Uluslararası İstihbarat alanında 2. yüksek lisansını yapmakta olan Çalışkan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası Ilişkiler bölümünde doktorasına başlamıştır. Iyi derecede İngilizce ve Fransızca bilmektedir.

Benzer İçerikler