Analiz

Fransa’nın Ukrayna’daki Etkinliğini Artırma Çabaları

Fransa’nın Ukrayna’ya desteğini her seferinde bir adım daha öteye taşıyarak Batılı aktörlere yol gösterme çabası dikkat çekicidir.
Fransa’nın bu kararlı çıkışları, ABD ve İngiltere’nin de Ukrayna’ya desteklerini artırmasıyla birlikte Batı Dünyası içerisinde bir domino etkisine yol açabilir.
Fransa, Ukrayna’nın Rusya’daki hedefleri vururken Batılı silahları kullanabilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Batı Dünyası içerisinde Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilgili son dönemde en çok tartışılan hususların başında, Ukrayna’nın Rusya topraklarına saldırı düzenleyip düzenlenmeyeceği yer almaktadır. Diğer önemli tartışmalar ise şunlardır: Ukrayna’nın Batılı ülkelere ait silahları Rusya’ya karşı kullanıp kullanamayacağı ve Ukrayna Ordusu askerlerine Rusya’ya karşı savaş eğitimleri vermek üzere Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi ülkelerden eğitmenlerin Ukrayna’ya gönderilmesidir.  

28 Mayıs 2024 tarihinde Meseberg’de düzenlenen Fransız-Alman Savunma ve Güvenlik Konseyi’nde Ukrayna’ya ortak desteklerini göstermek için bir araya gelen Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna’nın Rusya içindeki askeri bölgeleri vurabileceğini söylemişlerdir.[1] Hatırlatmak gerekirse Scholz, uzun zamandır Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırmasına izin verme konusunda isteksiz davranmaktaydı. Scholz’un buradaki temel endişesi, bu saldırıların nükleer silahlı bir Rusya’yla doğrudan bir çatışmaya yol açma ihtimaliydi.

Benzer kaygıları taşıyan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), uzunca bir süre hem Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırmasına hem de bu saldırılarda Amerikan silahlarını kullanmasına karşı çıkmıştır. Ancak Biden yönetimi, artan baskılar sonucunda Ukrayna’ya Rusya’daki hedefleri vurmak için Amerikan silahlarını kullanmasına izin vermiştir. Ancak bu izni, Kharkiv bölgesiyle sınırlandırmıştır.[2]

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu adımın ciddi sonuçları olabileceğini ve bunun küresel bir çatışmaya yol açabileceğini söyleyerek Batı’ya göz dağı vermeye devam etmektedir. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev ise Ukrayna’nın ABD silahlarıyla Rusya’ya saldırması halinde Moskova’nın NATO ile savaşa girebileceğini söylemiştir.[3]

Batılı aktörler, Rusya’nın bu uyarılarına rağmen Ukrayna’ya olan kararlı desteklerini her seferinde bir adım daha ileriye taşımaktadırlar. Örneğin Fransa, Ukrayna Ordusu’na eğitim vermek üzere asker göndereceğini de açıklamıştır.[4] Bu adımın, diğer Batılı müttefikleri benzer adımları atmaya teşvik etmesi beklenmektedir. Böylece Paris, Kiev’e desteğin artırılması noktasında Batı Dünyası’na öncülük etmeye çalışmaktadır. Aslında Ukrayna’ya kararlı destek konusunda bugüne kadar İngiltere ve ABD’nin söylem ve eylemleri öne çıkmaktaydı. Bu yüzden Fransa’nın Ukrayna’ya desteğini her seferinde bir adım daha öteye taşıyarak Batılı aktörlere yol gösterme çabası dikkat çekicidir. Bu, Macron’un iç siyasete yönelik popülist çıkışlarına örnek olarak gösterilebileceği gibi aynı zamanda Fransa’nın Avrupa içindeki lider konumunu güçlendirme arayışlarının bir parçası olarak da görülebilir.

Nitekim Fransa’nın bu kararlı çıkışları, ABD ve İngiltere’nin de Ukrayna’ya desteklerini artırmasıyla birlikte Batı Dünyası içerisinde bir domino etkisine yol açabilir. Örneğin ABD, Ukrayna’yla 10 yıllık ikili güvenlik anlaşması imzalanması için müzakerelerin sürdüğünü açıklamıştır.[5] Kiev, geçtiğimiz aylar boyunca İngiltere’nin de yönlendirmesiyle birçok Batılı aktörle ikili savunma anlaşması imzalamak için görüşmelere başlamış, bazılarıyla imzalamış ve diğer bazılarıyla da imzalamak üzeredir. Fakat ABD’nin bu konuda Ukrayna’yla imzalayacağı bir anlaşma, Batılı aktörlerin benzer adımları takip etmesi noktasında önemli bir psikolojik etken olacaktır.  

Fransa, İngiltere, ABD ve Almanya’nın öncülüğünde artık NATO, Ukrayna’ya desteği bir adım daha öteye taşımaya oldukça yaklaşmıştır. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırmasının önünde engel olmadığını ve Batı menşeli silahların kullanımına ilişkin kuralların hafifletilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.[6]

Washington, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı saldırısının sınırlandırılması taraftarıdır. Çünkü olası bir NATO-Rusya karşılaşmasında asıl sorumluluk ABD’nin üzerinde olacaktır. Zira, kıtanın güvenliği konusunda ABD’ye bel bağlamış durumda olan Avrupa, Ukrayna’daki savaş stratejilerinde de yine Pentagon’u takip etmek durumundadır. Diğer yandan her bir NATO ülkesi, silahlarının Ukrayna tarafından Rusya topraklarına karşı saldırıda kullanılıp kullanılmayacağına karar vermede serbesttir. Ancak herhangi bir NATO ülkesinin askeri unsurları, Ukrayna’da Rus güçleri tarafından hedef alınırsa, bu durumda NATO, kolektif savunma maddesi olan 5. Madde’yi devreye sokmak için oybirliğiyle karar almak durumunda kalacaktır.

Fransa, Ukrayna’nın Rusya’daki hedefleri vururken Batılı silahları kullanabilmesi gerektiğini savunmaktadır.[7] Londra da böyle bir stratejinin makul olduğunu düşünmektedir. Başka bir ifadeyle Paris ve Londra, Kiev’e desteğin bir adım daha öteye taşımasından yanadır. Washington ve Berlin ise NATO ve Rusya arasında olası bir karşılaşmadan daha fazla endişe duymaktadır. Burada hemfikir olunan temel plan, Ukrayna’da barış en iyi koşullar oluşuncaya kadar Batı’nın Kiev’e askeri-finansal desteğini sürdürmesidir. Bu doğrultuda atılan adımlar, NATO ve Rusya’yı karşı karşıya getirebilecek potansiyel bir tırmanmaya işaret etmektedir.

Sonuç olarak bu riskleri sıralamak gerekirse şunlardan bahsedilebilir; NATO ülkelerine ait silahların Kiev tarafından Rusya topraklarına gerçekleştirilecek olası bir saldırıda kullanılması oldukça risklidir. Ayrıca NATO ülkelerinin Ukrayna’ya askeri eğitmenlerini göndermesi, devamında Rusya’nın hedefi olmalarına yol açabilir. Fransa, bu tür adımların atılmasına öncülük ederek savaş sonrası Ukrayna’daki etkinliğini daha fazla artırma arayışındadır. Fakat buradaki asıl temel risk, Batılı aktörlerin Ukrayna’da askeri stratejiden ziyade çoğu zaman politik güdüleriyle hareket edebilmesidir. Macron’un yakın zamandaki söylem ve eylemleri, bunun açık bir işareti sayılabilir.


[1] “Germany and France agree Ukraine may strike Russian military targets”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2024/05/29/germany-and-france-agree-ukraine-may-strike-russian-military-targets, (Erişim Tarihi: 03.06.2024).

[2] “Biden allows Ukraine to hit some targets in Russia with US weapons”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/cy770l9llnzo, (Erişim Tarihi: 03.06.2024).

[3] “Kremlin official threatens war against NATO if Ukraine uses US weapons against Russia”, Yahoo News, https://tinyurl.com/53wdudvk, (Erişim Tarihi: 03.06.2024).

[4] “Kyiv says talks on France sending military instructors to Ukraine are ongoing”, France 24, https://www.france24.com/en/europe/20240527-kyiv-says-talks-on-france-sending-military-instructors-to-ukraine-are-ongoing, (Erişim Tarihi: 03.06.2024).

[5] “US Nears Bilateral Security Pact With Ukraine in Show of Support”, Bloomberg, https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-05-30/us-nears-bilateral-security-pact-with-ukraine-in-show-of-support, (Erişim Tarihi: 03.06.2024).

[6] “NATO’s boss wants to free Ukraine to strike hard inside Russia”, Economist, https://www.economist.com/europe/2024/05/24/natos-boss-wants-to-free-ukraine-to-strike-hard-inside-russia, (Erişim Tarihi: 03.06.2024).

[7] “Macron says Ukraine should be able to target Russia with western arms”, FT, https://www.ft.com/content/24804516-b67c-40cc-8684-ccbf06b38268, (Erişim Tarihi: 03.06.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler