Analiz

ABD’nin Asya Pasifik’teki Genişletilmiş Caydırıcılık Politikası

ABD’nin Asya Pasifik’teki güvenlik ortakları, caydırıcılık konusunda çok boyutlu kararlar almaktadır.
ABD’nin Güney Kore ve Japonya üzerindeki nükleer şemsiyesi uzun zamandır tartışma konusu olmuştur.
Bu güvenlik ortaklarının endişeleri, 2024 yılındaki ABD seçimlerinden sonra Washington’un bölgeye olan bağlılığının devamına ilişkin kaygılarla daha da artmaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Güney Kore ve Japonya üzerindeki nükleer şemsiyesi uzun zamandır tartışma konusu olmuştur. ABD, bir yandan Kore Yarımadası’nın nükleerden arındırma politikasını desteklerken, diğer yandan Güney Kore ve Japonya’ya nükleer koruma şemsiyesi sunmaktadır. Bu durum, ABD’nin müttefiklerine yönelik nükleer taahhüdünün geleceğinin sorgulanmasına yol açmıştır. Güney Kore veya Japonya, nükleer silah geliştirmeden nükleer caydırıcılık hangi koşullar altında sürdürülebilir? Doğu Asya’da nükleer silahların yayılmasının sonuçları nelerdir?

Bu sorular, Kuzey Kore’nin kitle imha silahları geliştirmesini önlemeye yönelik uluslararası çabalara rağmen nükleer denemeler ve füze provokasyonları gerçekleştirdiği bir ortamda giderek daha önemli hale gelmektedir. Kuzey Kore’nin güvenlik ortamındaki değişiklikler, Güney Kore ve Japonya’yı güvenlik duruşlarında bir evrime zorlamakta ve her iki ülkede de Kuzey Kore’nin kitle imha silahlarına karşı caydırıcılık ve güvence için en azından ABD ile bir nükleer paylaşım düzenlemesinin gerekli olduğuna dair görüşler artmaktadır. Bu adımlar Kuzey Kore, Çin ve Rusya’nın bölgede yarattığı tehditlerin arttığı bir dönemde atılmaktadır.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Kurt Campbell; Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol ve Japonya Başbakanı Fumio Kişida’nın ‘siyasi cesaretleri’ nedeniyle Nobel Barış Ödülü’nü birlikte hak ettiklerini söylemiş ve iki liderin geçen yıl ikili ilişkileri düzeltmek için yaptıkları girişimlere atıfta bulunmuştur. Campbell, 24 Nisan 2024 Çarşamba günü Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Hudson Enstitüsü’nün ev sahipliğinde düzenlenen forumda, Güney Kore, Japonya ve ABD arasındaki üçlü işbirliğinde elde edilen başarılara odaklanmıştır. ABD’nin Asya Pasifik bölgesindeki güvenlik taahhüdü, bölgedeki müttefikleriyle olan ilişkilerinde merkezi bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda ABD’nin nükleer caydırıcılık politikası, bölgedeki müttefiklerine olan güvenlik taahhüdünü pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Campbell’ın açıklamaları, ABD’nin genişletilmiş caydırıcılık politikasının, nükleer olmayan müttefiklerini koruma konusundaki kararlılığını vurgulamaktadır.[1]

Son yıllarda Seul ve Tokyo’nun ikili ilişkileri, İkinci Dünya Savaşı sırasında zorla çalıştırılan Kore vatandaşlarına tazminat ödenmesi ve 2020 yazında başlayan ticari anlaşmazlık gibi tarihi anlaşmazlıklar nedeniyle bozulmuştur. 2023 yılının Mart ayında Tokyo’da yapılan ikili zirvenin ardından Yoon ve Kişida, iki ülkenin Genel Askeri Bilgi Güvenliği Anlaşması ile birlikte ilişkileri normalleştirme konusunda anlaşmıştır. İki lider birçok kez bir araya gelerek ilişkileri düzeltmeye çalışmış ve Ağustos 2023 tarihinde ABD Başkanı Joe Biden’ın da katılacağı tarihi üçlü Camp David Zirvesi’ne giden yolu açmıştır. Campbell, verdiği röportajda, “Japonya ve Güney Kore liderlerinin hem inanılmaz derecede zor tarihi meselelerin hem de her iki ülkedeki çıkar gruplarının ve siyasi grupların mevcut tarihi görmezden gelmeye kararlı olduklarını görmek dikkate değerdi.” demiştir.[2]

Asya Pasifik’teki çatışma riski, ABD’nin Asya Pasifik’teki güvenlik ortakları ve başlıca müttefikleri olan Avustralya, Japonya, Güney Kore ve İngiltere kadar bölge dışındaki ülkeler için de endişe kaynağı haline gelmektedir.

Bu güvenlik ortaklarının endişeleri, 2024 yılındaki ABD seçimlerinden sonra Washington’un bölgeye olan bağlılığının devamına ilişkin kaygılarla daha da artmaktadır. İkinci bir Trump yönetiminin gelme ihtimali, ABD müttefiklerini, daha uyumlu Biden yönetimi iktidardayken ABD’den mümkün olduğunca fazla güvence aramaya itmiştir. Güçlendirilmiş ittifak taahhütleri doğrultusunda, gelişmiş askeri koordinasyonun ve caydırıcı önlemlerin bölgede devam etmesi öngörülmektedir. Bu stratejinin kayda değer bir örneği ise Avustralya’nın AUKUS anlaşması yoluyla ABD ve İngiltere’den nükleer güçle çalışan denizaltı edinme hamlesidir.

Diğer yandan Güney Kore, ABD’nin genişletilmiş caydırıcılık taahhütlerinin bir parçası olarak Washington Deklarasyonu aracılığıyla ek güvenceler aramış ve almıştır. ABD balistik füze denizaltıları ve B-52 bombardıman uçaklarının yanı sıra yeni bir ikili Nükleer Danışma Grubu kurmuş, Japonya ise ABD’yle ‘stratejik, kurumsal ve taktiksel entegrasyonun önünü açmak’ için bir dizi yeni güvenlik belgesi yayımlamıştır.[3]

ABD’nin Asya Pasifik’teki güvenlik ortakları, caydırıcılık konusunda çok boyutlu kararlar almaktadır. Ancak istikrarlı bir caydırıcılık için bölgedeki aktif aktörler, Çin ve Kuzey Kore ile gerçekleştirilen diyaloglar yetersiz gibi görünmektedir. Kısacası mevcut ABD, Japonya ve Güney Kore politikaları risklidir. Özelikle Asya Pasifik’teki aktörler arasında çok kutuplu bir sistemde yüksek gerilim dönemlerinde caydırıcılığın nasıl işlediğine ve güvencelerin istikrarlı rolüne ilişkin bir anlayış eksikliği söz konusudur.

Asya-Pasifik ve Avrupa ülkeleri, kendi savunmalarını güçlendirmenin yanı sıra çok-taraflı caydırıcı önlemler geliştirmek için diğer müttefiklerle bir araya gelme zorunluluğu hissetmektedir. Bu ülkeler, Rusya ve Çin’e olan enerji ve mali bağımlılıklarını azaltma çabalarını hızlandırmaktadır. Bu da alternatif hammadde tedarikçileri ve mamul mal üreticileri geliştirmeye yönelik uzun vadeli çok taraflı çabalar gerektirmektedir.


[1] “U.S. deputy secretary of state says Yoon and Kishida deserve Nobel Peace Prize”, Korea JoongAng Daily, https://koreajoongangdaily.joins.com/news/2024-04-25/national/diplomacy/US-deputy-secretary-of-state-says-Yoon-and-Kishida-deserve-Nobel-Peace-Prize/2033779, (Erişim Tarihi: 26.04.2024).

[2] Aynı yer.

[3] Petersson-Ivre, J., Meier, O., Ogilvie-White, T., & Paul, R. (2024). Balancing deterrence with assurances–policy coordination between security partners in the Asia-Pacific.

Zeynep Çağla ERİN
Zeynep Çağla ERİN
Zeynep Çağla Erin, 2020 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden "Feminist Perspective of Turkish Modernization” başlıklı bitirme teziyle ve 2020 yılında da İstanbul Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji bölümünden mezun olmuştur. 2023 yılında Yalova Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında "Güney Kore'nin Dış Politika Kimliği: Küreselleşme, Milliyetçilik ve Kültürel Kamu Diplomasisi Üzerine Eleştirel Yaklaşımlar” başlıklı yüksek lisans tezini tamamlayarak mezun olmuştur. Şu an Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında doktora eğitimine devam etmektedir. ANKASAM stajyeri olarak çalışan Erin'in başlıca ilgi alanları; Asya-Pasifik, Uluslararası İlişkiler'de Eleştirel Teoriler ve Kamu Diplomasisi'dir. Erin iyi derecede İngilizce ve başlangıç seviyesi Korece bilmektedir.

Benzer İçerikler